Kuranda affedicilik ile ilgili ayetler. Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir. (Nisa Suresi, 149) Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam'a) uygun olanı (örfü) Artıkonlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin. ( 33) Sizin için onlarda belli bir zamana kadar bir takım yararlar vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik (Kâbe)'dir. ( 34) Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. MEHDİ(A.S. ) Hz. Mehdi ile ilgili Ayetler çok fazladır. Biz bir kısmını sizlere aktaralım: “Müşrikler istemese de dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kıl­mak için Peygamberini hidayet ve hak dinle gönderen O’dur.”. [1] Şeyh Sâduk, Ebu Bâsir’den şu hadisi rivâyet eder: Hz. İmam Cafer es Allahiçin sevmek ile ilgili ayetler. admin; 2022 ; Yazılarımız; Leave a comment; Müminlerin Allah’ı sevmesi nedir? Bunun anlamı şudur; Bir Müslüman'ın Allah'ı, Resulü'nü ve Allah yolunda mücadele etmeyi yürekten sevmesi ve bu sevgi ve istediğini her zaman diğer şeylerden önde tutması gerekir. İslam'da Allah'la kulları arasındaki sevgi karşılıklıdır. 16Nis 2011. #1. Allah'a sığınmak’ konusu ile ilgili ayetler. “Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O’na Sadakaİle İlgili Ayet ve Hadisler. Sadaka, Allah’ın rızasını kazanmak için verilen mal, para gibi insanların ihtiyaç duyduğu, ihtiyaçlarını karşılaması için verilen şeylerdir. Sadakanın verilmesi hem dünya hayatı için hemde ahiret Hayatı için çok önemlidir. Bunun için bir çok hadisi şerif bulunmaktadır. LOWZB. Yüce kitabımız Kuranı Kerim’de Allahın sıfatları ile ilgili ayetleri bu sayfada derledik. İşte Kuranı Kerim’de geçen Allahın sıfatları ile ilgili Güldüren de, ağlatan da O’dur. 44. Dirilten de, öldüren de O’dur. 45-46. Akıtılan damladan iki çifti, erkek ve dişiyi yaratan O’dur. 47. Son yaratma da O’nun işidir. 48. Doğrusu, zengin eden de, varlıklı kılan da O’dur. 49. Şi’râ yıldızının Rabbi O’dur. 50-54. ilk Âd’ı ve Semûd’u yok edip, geri bırakmayan, daha önce de Nûh toplumunu yok eden -onlar daha zalim ve daha azgındı- ve altüst olmuş kasabaları yere batıran, onları gömdükçe gömen O’ Rabbinin yakalaması şiddetlidir. 13. Önce yaratıp sonra tekrar eden O’dur. 14-16. Her dilediğini mutlaka yapan, Arşın Yüce sahibi, çok seven, bağışlayan O’ insanı Biz yarattık, kendi kendine ne fısıldadığını da biliriz; çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız. 17-18. Çünkü onun sağında ve solunda oturan iki alıcı melek, kaydetmektedir. Her ne söz söylese, yanında hazır bulunan bir gözcü Mûsa “Bu dünyada ve ahirette bize güzel olanı yaz. Biz sana yöneldik” dedi. Allah şöyle buyurdu “Azabıma dilediğim kimseyi uğratırım. Ama rahmetim herşeyi kaplamıştır. Onu, sakınanlara, zekatı verenlere ve âyetlerimize inanmış olanlara yazacağım”.36/12. Şüphesiz ölüleri dirilten, işlediklerini ve bıraktıkları eserleri yazan Biziz. Biz herşeyi apaçık bir sicilde bir bir Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. O gönüllerde olanı Çocuk edinmek Allah’a yaraşmaz. O bundan yücedir. Bir işe hükmederse, ona sadece “ol” der, o da oluverir. 36. Doğrusu, Allah benim de Rabbim sizin de Rabbinizdir. Bu yüzden O’na tapın. Bu, dosdoğru Allah onların geçmişlerini de, geleceklerini de bilir. Onların ilmi ise O’nu Ben, tövbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni Ey Muhammedi Senin namazda durduğunu ve secde edenler arasında dolandığını gören Üstün ve merhamet sahibi Allah’a güven. O işiten’dir Bilen’ ibrâhim şöyle demişti “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu, onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O’dur. Beni yediren de, içiren de O’dur. Hasta olduğumda bana O şifâ verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek olan O’dur. Ceza gününde yanılgılarımı bana bağışlamasını umduğum O’dur. Rabbim! Bana hüküm gücü ver ve beni iyiler arasına Rabbin şüphesiz Üstün’dür, Merhametli’ Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir. Fakat onların çoğu şükretmezler. 74. Şüphesiz, Rabbin onların gönüllerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da Rabbin dilediğini yaratır ve seçer; onlar için seçim hakkı yoktur. Allah onların koştukları ortaklardan uzaktır ve Yüce’dir. 69. Rabbin, gönüllerinin gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. 70. Allah O’dur, O’ndan başka tanrı yoktur. Övgü dünyada da, ahirette de O’nadır; hüküm O’nundur. Sîzler O’na İçinizde olanı en iyi bilen Rabbinizdir. Eğer iyi kimselerseniz, bilin ki O kendisine başvuranları Sizi en iyi Rabbiniz bilir. Dilerse size acır, dilerse size azap eder. Ey Muhammedi Biz seni onlara koruyucu göndermedik. 55. Göklerde ve yerde olanları en iyi Rabbin bilir. Peygamberlerin kimine kiminden fazla iyilikte bulunduk ve Davud’a Zebur’u Sana “Rabbin insanları kuşatmıştır” demiştik. Sana gösterdiğimiz rüyayı ve Kur’an’da lânetlenen ağacı, sadece insanları sınamak için meydana getirdik. Biz onları korkutuyoruz, ama bu, ancak onların büyük azgınlığını Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerlerini de tekrar yaratabileceğini görmüyorlar mı? Allah onlara şüphe götürmeyen bir süre belirledi. Böyleyken, bu zalimler inkarcılıktan başka bir şey Allah, sana bir sıkıntı verirse, onu O’ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse, O’nun nimetini engelleyecek yoktur. Onu kullarından dilediğine verir. O çok bağışlayıcı ve Allah insanlara hiç zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine Ey Muhammedi Hangi durumda olursan ol ve Kur’an’dan ne okursan oku, siz de ne iş yaparsanız yapın, yaptıklarınıza daldığınız an, şüphesiz Biz sizi görmekteyizidir. Yerde ve gökte hiç bir zerre Rabbine gizli değildir. Bundan daha küçüğü de, daha büyüğü de, apaçık bir Onlara dünya hayatında da, ahirette de müjde vardır. Allah’ın sözleri değiştirilmez. İşte büyük kurtuluş budur. 65. Ey Muhammedi Onların sözü seni üzmesin. Güç ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. O İşiten’dir, Bilen’ Andolsun, sizden önce geçenleri biliriz ve andolsun geri kalanları da Senin Rabbin çok bilgili Yaratıcı’ Gökleri ve yeri yoktan vareden, O’dur. O’nun karısı olmadan tıasıl çocuğu olabilir? Oysa herşeyi O yaratmıştır ve O herşeyi bilir. 102. Rabbiniz Allah, işte budur. O’ndan başka tanrı yoktur, O herşeyin yaratıcısıdır. Öyleyse O’na tapın. O herşeyin vekilidir. 103. Gözler onu algılayamaz, O ise gözleri kavrar, çünkü O herşeye nüfuz eder ve haberdar Rabbinin sözü doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O İşiten’dir, Bilen’ De ki “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki “Allah’ındır”. O, merhameti kendi üzerine almıştır. O sizi, şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. O gün kendilerini yitirenler ise inanmayanlardır. 13. Gece ve gündüz barınan herşey O’nundur. O İşiten’dir. Bilen’dir. 14. De ki “Gökleri ve yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah’tan başka himayeci mi edineyim?” De ki “Bana Müslümanların ilki olmam emrolundu“. Asla Allah’a ortak koşanlardan olma!6/147. Seni yalanlıyorlarsa, de ki “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Ama onun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilemez”.6/18. O, kullarının üstünde karşı konulmaz güce sahiptir. O Bilge’dir, Göklerde ve yerde Allah O’dur, gizlinizi, açığınızı bilir, kazandıklarınızı da Gökleri ve yeri bir gaye ile yaratan O’dur. Ve “ol” dediği gün, hemen olur. O’nun sözü gerçektir. Sur’a üfleneceği gün hükümranlık O’nundur; görülmeyeni de, görüleni de bilir. O Bilge’dir, O yere gireni ve oradan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O merhametli ve çok Ey Muhammedi Benim adıma de ki “Ey kendilerine karşı tutumsuz davranan kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu, Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü çok bağışlayıcı ve merhametlidir.”40/19. Allah hain gözleri ve gönüllerin gizlediğini bilmektedir. 20. Allah, hakka göre hükmeder. O’nu bırakıp da yalvardıkları putlar ise, hiç bir şeye göre hüküm vermezler. Şüphesiz, Allah İşiten’dir, Gören’ Kitab’ın indirilmesi, Güçlü ve Bilgin olan Allah katındandır. 3. O, günâhı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, cezası şiddetli, lütfü bol olandır. O’ndan başka tanrı yoktur, dönüş O’ Kıyametin ne zaman kopacağının bilgisi O’na aittir. O’nun bilgisi dışında hiç bir ürün kabuğundan çıkmaz, hiç bir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz. Onlara “Bana ortak koştuklarınız nerede?” diye seslendiği gün “Sana, buna dair bizden hiç bir şahid olmadığını arzederiz” Göklerin ve yerin Yaratanı, size kendi cinsinizden eşler ve çift çift hayvanlar var etmiş -O’nun benzeri hiç bir şey yoktur ve O işitendir, görendir- ve bu suretle, çoğalmanızı Allah, kullarına lütfü bol olandır; dilediğini rızıklandırır. O Güçlü’dür, üstün’ Kullarının tövbesini kabul eden, kötülükleri affeden, yaptıklarınızı bilen, inanıp yararlı iş işleyenlere karşılık verecek, lütfuyla onlara fazlaca verecek olan O’dur. İnkârcılara gelince, onlar için çetin bir azap Yeryüzünde O’nu âciz bırakamazsınız, Allah’tan başka bir sahip çıkanınız da, yardımcınız da Göklerin ve yerip hükümranlığı Allah’ındır; dilediğini yaratır. O, dilediğine kız çocuk, dilediğine de erkek çocuk verir; yâhut hem kız, hem erkek çocuk verir; dilediğini de kısır bırakır. O bilendir, herşeye gücü Yoksa onlar, Allah’tan başka hâmîler mi edindiler? Oysa, himaye eden O’dur. O ölüleri diriltir. O’nun herşeye gücü Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı kendisinin olan Allah ne yücedir! Kıyamet saatini bilmek O’na aittir. O’na döndürüleceksiniz. 45/36. Övgü, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi olan Allah içindir. 37. Göklerde ve yerde azamet O’nundur. O Güçlüdür, Bilge’ De ki “Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadarını da katsak, Rabbimin sözleri tükenmeden denizler tükenirdi”.16/19. Allah gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da İbrahim şöyle demişti “Rabbimız! Sen gizlediğimizi ve açığa vurduğumuzu bilirsin. Yerde ve gökte hiç bir şey Allah’a gizli değildir”.21/110. O, sözün açığa vurulanını da bilir, gizlediklerinizi de O yaptıklarından sorguya çekilmez, onlar ise sorguya Gerçek hükümdar olan Allah yücedir. O’ndan başka Tanrı yoktur, O şanlı arşın O görülmeyeni de, görüleni de bilir. Koştukları ortaklardan Sözlerinizi ister gizleyin, ister açığa vurun; O gönüllerde olanı bilmektedir. 14. Yaratan bilmez olurmu? Kaldı ki, O müfuz eden ve bilgi De ki “Yeryüzünde dolaşın; Allah’ın yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, işte Allah son yaratmayı da yapacaktır. Allah’ın herşeye gücü yeter. O dilediğine azap eder, dilediğine merhamet eder. Sizler O’na çevrileceksiniz. 22. Siz yeryüzünde de, gökte de Allah’ı âciz bırakamazsınız. Allah’tan başka ne bir himayeciniz, ne bir yardımcınız vardır”.29/42. Allah, onların Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyleri bilir. O Güçlü’dür, Bilge’ Onlar “Allah oğul edindi” dediler. Haşa; bilakis, göklerde ve yerde olanlar O’nundur; hepsi O’na boyun Gökleri ve yeri ömeksiz var eden O’dur. O, bir işin olmasını dileyince ona ancak “ol!” der; o da O kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır. O diridir, varlıkları ayakta tutarak gözetip durandır. O’nu ne uyuklama, ne de uyku tutar. Göklerde olanlar ve yerde olanlar O’nundur. O’nun izni olmadan katında aracılık edecek kimdir? Onların geçmişlerini ve geleceklerini bilir. O’nun dilemesinin dışında ilminden bir şey kavrayamazlar. O’nun tahtı gökleri ve yeri kuşatmıştır ve onların korunması Allah’a yük olmaz. O Yüce’dir, Ulu’ Elîf, Lâm, Mîm. 2. Kendisinden başka tanrı olmayan Allah diridir, her an varlıkları gözetip Göklerde olan ve yerde olan Allah’a aittir. Dilediğini bağışlar ve dilediğine azap eder. Allah bağışlayıcı ve Ey Muhammedi De ki “Mülkün sahibi Allahım! Sen hükümranlığı dilediğine verirsin, hükümranlığı dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yükseltirsin, dilediğini alçaltırsın, iyilikler Senin elindedir. Senin herşeye gücün yeter. Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın, ölüden diri çıkarırsın ve diriden ölü çıkarırsın ve dilediğini de hesapsız rızıklandırırsın”.3/29. De ki “içinizde olanı gizleseniz de, açıklasanız da, Allah onu bilir. O, göklerde ve yerde bulunanları da bilir ve Allah’ın gücü herşeye yeter”.3/5. Yerde ve gökte Allah’a hiç bir şey gizli değildir. 6. Rahimlerde sizi dilediği gibi biçimlendiren O’dur. O’ndan başka tanrı yoktur. O Üstün’dür, Bilge’dir. 33/43. O sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size melekleriyle birlikte hayır dua okuyan ve inananlara merhamet Bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de bilin ki, Allah herşeyi O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır. Andolsun ki, O geleceğinden şüphe olmayan kıyamet gününde sizi toplayacaktır. Kim Allah’tan daha doğru sözlüdür?57/3. O hem İlktir, hem Son’dur, hem Aşikar’dır, hem Gizli’dir; O herşeyi Yeryüzünü yanlarından eksiltmeye aldığımızı görmüyorlar mı? Allah hükmediyor. Onun hükmünü bozacak kimse bulunmaz. O hesaplaşmayı çabuk görür. 42. Onlardan önce geçenler de düzenbazlık yaptılar. Oysa düzenler bütünüyle Allah’a aittir, çünkü O herkesin ne elde ettiğini bilir. İnkarcılar da dünyanın sonunun kimin olduğunu Allah, her dişinin taşıdığını, döl yataklarının attığını ve alıkoyduğunu bilir. O’nun katında herşey bir ölçüye göredir. 9. O, görüleni de, görülmeyeni de bilen, yücelerin yücesidir. 10. Sözü gizleyen ile açığa vuran ve geceleyin gizlenen ile gündüzün açıkta yürüyeniniz arasında O’nun açısından fark Onun yeryüzünün üzerinde bulunan herşey fanidir. 27. Ancak, yüce ve cömert olan Rabbinin varlığı bakidir. 28. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?59/1. Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah’ı yüceltirler. O Güçlüdür, Bilge’ O, görüleni de, görülmeyeni de bilen, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır. O, esirgeyen ve merhamet edendir. 23. O, kendisinden başka tanrı olmayan, hükümran, çok kutsal, esenlik veren, güvenlik veren, görüp gözeten, güçlü, buyruğunu her şeye geçiren, ulu Allah’tır. Allah onların koştukları eşlerden Allah göklerin ve yerin ışığıdır. O’nun ışığı, içinde lamba bulunan bir oyuğa benzer. O lamba bir cam içindedir; cam ise, sanki inciden bir yıldızdır; bu, doğuya da batıya da ait olmayan, kutlu bir zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile, neredeyse yağının kendisi aydınlatır! Pırıl pırıldır. Allah dilediğini ışığına iletir; Allah insanlara örnekler verir. O herşeyi Dikkat edin! Göklerde ve yerde olanlar Allah’ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu da, kendisine döndürüleceğiniz günü de bilir. O gün onlara işlediklerini haber verecektir. Allah herşeyi Bunlar, yalnız Allah’ın hak olduğunu gösterir. O, ölüleri diriltir. O’nun herşeye gücü Gökte ve yerde olanı Allah’ın bildiğini bilmez misin? Bunlar, hiç şüphesiz bir kitabtadır ve bunlar Allah’a O, geçmişlerini ve geleceklerini bilir. Bütün işler Allah’a Allah’ın göklerde olanları da, yerde olanları da bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli görüştüğü yerde dördüncüleri mutlaka O’dur; beş kişinin gizli görüştüğü yerde altıncıları mutlaka O’dur; bundan az olsunlar, çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra, kıyamet günü, işlediklerini onlara haber verecektir. Doğrusu Allah herşeyi Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı Allah görüleni ve görülmeyeni bilendir; Üstün’dür, Bilge’ O göklerde ve yerde olanları bilir; gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir; Allah gönüllerde olanı da Bilin ki, Allah hem cezalandırmada serttir, hem çok bağışlayıcı ve Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Dirilten de öldüren de O’dur. Allah’tan başka ne bir hâmîniz, ne de bir yardımcınız İkiyüzlüler Allah’ın, onların sırlarını ve gizli görüşmelerini bildiğini ve Allah’ın bütün gizlilikleri çok iyi bildiğini bilmiyorlar mı? İniş Sırasına Göre BURUC SURESİ İniş Sırası 27 • Mushaf Sırası 85 • Mekki Sure • 22 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 10. Mümİn erkeklere ve mümin kadınlara işkence edenler, sonra da tövbe etmeyenler var ya; işte onlara kesinlikle cehennem azabı vardır. Yakıcı ateş azabı da onlar içindir. FURKAN SURESİ İniş Sırası 42 • Mushaf Sırası 25 • Mekki Sure • 77 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 70. Ancak tövbe eden, iman eden, faydalı işi en iyi şekilde yapan başka! İşte Allah onların kötülüklerini iyiliklerle değiştirir. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. 71. Kim tövbe eder de faydalı işi en iyi şekilde yaparsa, şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak huzurumuza döner. MERYEM SURESİ İniş Sırası 44 • Mushaf Sırası 19 • Mekki Sure • 98 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 59. Onlardan sonra arkalarından öyle bir nesil geldi ki, Salâtı/Namazı zayi ettiler gereken önemi vermediler ve şehvetlerine uydular. Azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. 60. Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapanlar hariç, işte onlar cennete girerler ve hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. TAHA SURESİ İniş Sırası 45 • Mushaf Sırası 20 • Mekki Sure • 135 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 82. Şüphesiz Ben çok bağışlayıcıyım; tövbe eden, inanan ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapan, sonra da doğru yola gelen kimseye karşı! İSRA SURESİ İniş Sırası 50 • Mushaf Sırası 17 • Mekki Sure • 111 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 25. Rabbiniz, nefislerinizin içindeki şeyleri daha iyi bilir. Eğer siz; faydalı, iyi kişiler olursanız; şüphesiz, O da tövbe edip yönelenleri bağışlayandır. HUD SURESİ İniş Sırası 52 • Mushaf Sırası 11 • Mekki Sure • 123 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 3. Rabbinizden bağışlanma dileyiniz. Sonra O’na tövbe ediniz ki, sizi izin vereceği bir süreye kadar, güzel bir geçimle yaşatsın. Ve lütfunu lütfa lâyık olacak herkese versin. Eğer yüz çevirirseniz; gerçekten ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım. 4. Dönüşünüz Allah katınadır. O, her şeye gücü yetendir. HİCR SURESİ İniş Sırası 54 • Mushaf Sırası 15 • Mekki Sure • 99 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 49. Kullarıma haber ver, şüphesiz Ben çok bağışlayanım, çok esirgeyenim. 50. Şüphesiz Benim azabım, çok acıklı bir azaptır! EN’AM SURESİ İniş Sırası 55 • Mushaf Sırası 6 • Mekki Sure • 165 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 54. Ayetlerimize inanan kimseler sana geldikleri zaman, de ki “Size selâm olsun! Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı! Gerçek şu ki Sizden kim cehaletle bir kötülük yapar da sonra; ardından tövbe eder ve halini düzeltirse, şüphesiz O bağışlayandır, esirgeyendir.” 55. İşte böylece ayetleri açıklıyoruz ki; günahkar suçluların yolu ortaya çıksın! ZÜMER SURESİ İniş Sırası 59 • Arapça Mushaf Sırası 39 • Mekki Sure • 75 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 53. Onlara şu sözü söyle “Ey kendilerini aşırı davranışlara sürüklemiş Allah kulları! Allah’ın merhametinden ikramından umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. O, hem bağışlar hem de ikramda bulunur. 54. O azap gelip çatmadan Rabbinize yönelin ve O’na teslim olun. Yoksa daha sonra yardım göremezsiniz. 55. Farkına varmadığınız bir anda o azap gelip çatmadan önce Rabbinizden size indirilenlerin en güzeline uyun.” 56. Sonra kalkıp şöyle der “Allah’a karşı çok kusur işledim; her şeyi kaybettim. Gerçekten ben hafife alanlardandım” 57. Kalkıp şunu diyebilir “Beni Allah yola getirseydi ben de çekinerek korunanlardan olurdum.” 58. Azabı görünce şöyle de diyebilir “Keşke elimde bir fırsat daha olsa da güzel davrananlardan olsam.” 59. Hayır, sana bunca belgelerim geldi de sen onlar karşısında yalana sarıldın, büyüklük tasladın ve kafirlerden oldun. ŞURA SURESİ İniş Sırası 62 • Mushaf Sırası 42 • Mekki Sure • 53 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 25. Kullarından tövbeyi kabul eden, kötülükleri affeden ve yaptıklarınızı bilen O’dur. 26. İnanıp da faydalı işi en iyi şekilde yapan kimselere cevap verir; onlara lütfundan arttırıp vererek!. İnkârcılara gelince, onlara çetin bir azap vardır. NAHL SURESİ İniş Sırası 70 • Mushaf Sırası 16 • Mekki Sure • 128 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 119. Sonra senin Rabbin, kendine hakim olamayarak[*] kötülük işleyen, ardından da dönüş yapıp tevbe düzelenlerden yanadır. Senin Rabbin, bütün bunlardan sonra elbette bağışlar ve ikram eder. [*] Arapçada cahil kelimesi, bilmeyen’ değil kendini tutamayan’, kendine hakim olamayan, nefsine yenik düşen anlamına gelir. Allah insanları bilmediğinden sorumlu tutmamıştır. Cahillik eden bilmediği için değil kendine hakim olamadığı için eder. Türkçe’de cahil kelimesine arapça kökenli bir kelime olmasına rağmen farklı anlam yüklenmiştir. Cahil kelimesinin kullanıldığı ayetler için 6/35, Yusuf 12/33, Medeni Sureler BAKARA SURESİ İniş Sırası 87 • Mushaf Sırası 2 • Medeni Sure • 286 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 159. Gerçekten indirdiğimiz açık ayetleri ve hidayeti doğru hayat tarzını, kitapta insanlara açıkladıktan sonra gizleyenlere, işte onlara Allah da lânet eder ve tüm lânet edebilenler de onlara lânet ederler. 160. Ancak tövbe edenler, durumlarını kendilerini/kişiliklerini düzeltenler ve gerçeği açıklayanlar müstesnâdır ki; işte Ben, onların tövbelerini kabul ederim. Ben tövbeleri çok kabul eden ve çok merhamet edenim. 161. Muhakkak kâfir olup da tövbe etmeden kâfir olarak ölenlere, işte onlara Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti vardır. 162. Orada ebedi kalacaklar; azapları hafifletilmeyecek ve onlara bakılmayacak AHZAB SURESİ İniş Sırası 90 • Mushaf Sırası 33 • Medeni Sure • 73 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 73. Allah münafık erkeklere ve münafık kadınlara; Allah’a ortak koşan erkeklere ve Allah’a ortak koşan kadınlara azap eder. Mümin erkeklerin ve mümin kadınların tövbelerini kabul eder. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. NİSA SURESİ İniş Sırası 92 • Mushaf Sırası 4 • Medeni Sure • 176 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 17. Allah’ın kabul sözü verdiği tevbe, kendini tutamayarak kötülük işleyen sonra vakit geçirmeden tevbe edenlerin onların tevbesini dönüşünü kabul eder. Allah bilir, doğru kararlar verir. 18. Kötülükleri işlemeye devam eden, ölüm çatınca da "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlerin tevbesi, tevbe değildir. Kâfir olarak ölenlerin tevbesi de tevbe değildir. Onlar için acıklı bir azap hazırlamışızdır. 26. Allah size hükümlerini açıklamak, size sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tövbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah bilen ve doğru hüküm/karar verendir. 27. Allah sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise, sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar. 28. Allah sizden yüklerinizi hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır. 31. Size konan yasakların büyüklerinden kaçınırsanız kabahatlerinizi örter, sizi şerefli bir yere yerleştiririz[*]. [*] Allah'ın Elçisi ona dua ve selâm olsun konu ile ilgili olarak şunları söylemiştir “Felâkete sürükleyen yedi şeyden sakınınız. - Ey Allah'ın Elçisi nelerdir onlar? - Allah’a ortak koşmak, sihir, haklı sebeple olması bir yana Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir canı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana toplu hücum yapılacağı sırada savaştan kaçmak ve kötü yolla ilgisi olmayan namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır.” Buhârî, vesâyâ, 23; Müslim, İman 145 Bunlara ilave olarak Kur’an’da içki, kumar, fuhuş çeşitleri ve eşcinsellik, Allah hakkında bilmediği şeyi söylemek, Allah’ın ayetlerini tahrif etmek, malların paranın ve insanların serbest dolaşımına engel olacak her türlü terör ve düzen bozucu faaliyet zorbalık büyük günahlar olarak tek tek belirtilmiştir. 48. Allah, kendisine ortak koşulmasını şirki bağışlamaz. Bunun altında olanları, gerekeni yapan kişi için bağışlar[*]. Kim Allah'a ortak koşarsa, O’na büyük bir iftirada bulunmuş olur. [*] Şâe = شاء fiilinin kökü, “bir şeyi var etme” anlamında olan şey =شيء’dir. Müfredât. Bir şeyi insanın var etmesi için çalışması gerekir. Şirkten uzak kalan ve büyük günahlardan kaçınan Nisa 4/31, Necm 53/31-32 veya günah işledikten sonra tevbe edip kendilerini düzeltenler Furkan 25/68-71 ile sevapları günahlarından fazla olanlar doğrudan cennete gider, cehennemin hışırtısını bile duymazlar. Enbiya 21/101-102 Günahları sevaplarından fazla olanlar da cehenneme giderler. Araf 7/9, Meryem 19/71-72, Meryem 19/86-87, Müminun 23/103-104, el-Karia 101/8-11 Bunlar, cezalarını çektikten sonra cennetteki yakınlarının yanına yerleştirilirler. Tûr 52/21 110. Kim bir kötülük yapar, yahut kendine zulmeder, sonra da Allah’tan bağışlama dilerse, Allah’ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulur. 145. Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın. 146. Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar müminlerle beraberdirler. Allah müminlere büyük bir ödül verecektir. 147. Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size niye azap etsin ki? Allah şükrün karşılığını verendir, hakkıyla bilendir. NUR SURESİ İniş Sırası 102 • Mushaf Sırası 24 • Medeni Sure • 64 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 10. Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tövbeleri kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu? TAHRİM SURESİ İniş Sırası 107 • Mushaf Sırası 66 • Medeni Sure • 12 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 8. Ey inanıp güvenenler! Örnek bir dönüşle Allah’a dönün. Belki Sahibiniz, nebilerini ve inanıp güvenenleri müminleri aşağılamayacağı günde kabahatlerinizi örter de sizi içinden ırmaklar akan bahçelere yerleştirir. Oraya gidecek olanların Nurları önlerini ve sağ yanlarını aydınlatır. Şöyle derler “Rabbimiz, nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Her şeye bir ölçü koyan sensin.” MAİDE SURESİ İniş Sırası 112 • Mushaf Sırası 5 • Medeni Sure • 120 Ayet Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 38. Yaptıklarına bir karşılık ve Allah’tan caydırıcı bir ceza olmak üzere, karşılıksız para basan hırsız erkekler ile hırsız kadınların; ellerini kesin. Allah mutlak güç sahibidir, doğru hüküm/karar verendir. 39. Her kim de işlediği zulmünün hırsızlığın arkasından, tövbe edip durumunu düzeltirse; kuşkusuz Allah, onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. TEVBE SURESİ İniş Sırası 113 • Mushaf Sırası 9 • Medeni Sure • 129 Ayettir Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. 113. Cehennem ahalisi oldukları iyice belli olmuş olan müşriklerin bağışlanmalarını istemek ne Nebiye düşer ne de müminlere; isterse en yakınları olsun. 114. İbrahim’in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi. Meal Fihrist A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z Güzel Kurani kerimimizde geçen akıl ile ilgili ayetler. Kuranda geçen akıl ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte. Kuranda akıl ile alakali tahmini 75 ayet geçiyor 213 - Onlara "İnsanların müslümanların inandığı gibi inanın." denilince, "Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler. 244 - İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab Tevratı okuyorsunuz. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? 273 - İşte bundan dolayı, o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik. Allah ölüleri işte böyle diriltir ve size âyetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza toplarsınız. 275 - Şimdi bunların, size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı ki, Allah'ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederlerdi. 276 - Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman, "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız yok mu be?" derlerdi. 2170 - Onlara "Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de "Yok, atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar? 2171 - O kâfirlerin hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler. 2179 - Ey temiz akıl sahipleri! Kısasta sizin için bir hayat vardır. Ümit edilir ki, korunursunuz. 2197 - Hac, bilinen aylardadır. Her kim o aylarda hacca başlayıp kendisine farz ederse; artık hacda kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur. Siz hayırdan ne işlerseniz, Allah onu bilir. Kendinize azık ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur. Ey akıl sahipleri! Benden korkun! 2242 - İşte akıllarınız ersin diye, Allah size âyetlerini böylece açıklıyor. 2269 - Dilediğine hikmet verir, hikmet verilene ise pek çok hayır verilmiş demektir. Ve bunu ancak üstün akıllılar anlar. 2282 - Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın. Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın. Yazı bilen biri, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah'dan korksun da haktan birşey eksiltmesin. Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Meğer ki, aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun, o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun. Ayrıca ne yazan, ne de şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer onlara zarar verirseniz, o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur. Üstelik Allah'dan korkun. Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir. 37 - Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası aslı demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez. 365 - Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz? 3118 - Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık. 3190 - Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır. 45 - Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin. 558 - Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır. 5100 - De ki"Pis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz, pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile". Ey selim akıl sahipleri Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz. 5103 - Allah, ne "bahîre"yi, ne "sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"ı meşru kılmıştır. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onların çoğunun akılları ermez. 632 - Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız? 6140 - Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir. 6151 - De ki Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti. 766 - Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki "Biz seni bir çılgınlık içinde görüyoruz, ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz." 767 - Hûd, "Ey kavmim! Bende çılgınlık yok, ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim." dedi. 7169 - Derken kitabı Tevrat'ı miras alan bozuk bir nesil bunların yerini aldı. Bize nasıl olsa mağfiret edilecek diyerek, şu alçak dünya malını alıyorlar, yine onun gibi bir mal ve rüşvet gelse onu da alırlar. Allah'a karşı haktan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kendilerinden o kitabın hükmü üzere misak alınmamış mıydı? Ve onun içindekileri okuyup öğrenmemişler miydi? Oysa ahiret yurdu Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız? 822 - Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir. 1016 - De ki, "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?" 1042 - İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin? 10100 - Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler. 1151 - "Ey kavmim! Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artık akıllanmayacak mısınız?" 1178 - Daha önceleri çirkin işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler. Lut onlara "Ey kavmim! İşte size kızlarım, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?" dedi. 1187 - Dediler ki; "Ey Şu'ayb, atalarımızın taptıklarını terketmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor? Oysa ki sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın." 122 - Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik. 12109 - Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de o memleketlerin halkındandı, onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi. Şimdi o yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? 12111 - Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir. 134 - Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır. Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır. 1319 - Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler. 1452 - Bu Kur'ân, kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir. 1612 - Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır. 1667 - Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır. 2110 - Ey Kureyş topluluğu! And olsun, size öyle bir kitab indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız? 2167 - "Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun, siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?" 2246 - Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur. 2380 - Ve O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız? 2461 - A'maya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize birbirinize selam verin. İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar. 2544 - Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar. 2628 - Musa devamla şöyle söyledi "Şayet aklınızı kullansanız anlarsınız ki, O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir." 2860 - Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir. Allah katında olanlar ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi? 2935 - Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır. 2943 - İşte biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz; fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir. 2963 - Andolsun ki onlara, "Gökten su indirip, onunla ölümünün ardındanyeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "Allah " derler. De ki Öyleyse hamd de Allah'a mahsustur. Fakat çokları akıllarını kullanmazlar. 3024 - Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır. 3028 - Allah, size kendinizden bir misâl verdi Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz. 3662 - Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz? 3668 - Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güçve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı? 3747 - Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir. 37138 - Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz? 3829 - Bu, sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki, insanlar onun âyetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar. 3843 - Ve ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, akıl sahipleri için bir ibret olsun. 399 - Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp, kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar. 3918 - O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da onlardır. 3921 - Allah'ın gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi? Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, sonra onun olgunlaşıp sarardığını görürsün. Sonra da onu bir çöpe çevirir. Elbette bunda temiz akıllılar için bir ihtar vardır. 3943 - Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki "Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi böyle yapacaksınız?" 4054 - Bunu Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma olsun diye böyle yaptık. 4067 - "Sizi önce bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka embriyodan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. Bunları Allah belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye böyle yapıyor." 433 - Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık. 455 - Gece ile gündüzün değişmesinde ve Allah'ın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır. 494 - Resülüm! Sana odaların arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir. 5619 - Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir. 5717 - Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık. 5914 - Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak, müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalbleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. 6510 - Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde ey inanan akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi. 6710 - Ve derler ki "Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!" 895 - Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi? Cevap Allah'ın her şeye gücünün yetmesi ile ilgili bir ayet Göklerin ve yerin hâkimiyetinin/egemenliğinin Allah’a ait olduğunu, dilediğine azap edip dilediğini bağışladığını bilmez misin? Allah, her şeye kadîrdir. 5/Mâide 40Şayet Allah’a ve iki ordunun karşılaştığı Furkan Günü kulumuza indirdiğimiz Kur’ân’a inanıyorsanız, bilin ki; aldığınız ganimetlerin beşte biri Allah’a, Resûl’e, yakınlara, yetimlere, miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara, yolda kalmışlara aittir. Allah, her şeye güç yetirendir. 8/Enfâl 41Allah, her canlıyı sudan yarattı. Onlardan kimi karnı üzerinde yürür/sürünür, kimi iki ayağı üzerinde yürür, kimi de dört ayağı üzerinde yürür. Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz ki Allah, her şeye kadîrdir. 24/Nûr 45 Yoksa, Allah’ın dışında dostlar/veliler mi edindiler? Gerçek veli/dost Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O, her şeye kadîrdir. 42/Şûrâ 9 Göklerin ve yerin hâkimiyeti/egemenliği O’na aittir. Diriltir ve öldürür. O, her şeye kadîrdir. 57/Hadîd2Evet! Biz onun parmak uçlarını dahi düzenlemeye kâdiriz. 75/Kıyâmet 4Hiç şüphesiz Allah, onu döndürmeye öldükten sonra diriltmeye kâdirdir. 86/Târık 8 Gökler TanımıGökler kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;1. isim İçinde gök cisimlerinin hareket ettiği sonsuz boşluk, uzay, sema, asuman, feza2. Yeryüzü üzerine mavi bir kubbe gibi kapanan boşluk, gök kubbe, sema “Süngülerini, çelikten birer parmak gibi göğe kaldırmışlar.” – R. E. Ünaydın3. Gökyüzünün, denizin rengi, mavi veya yeşile çalan mavi4. sıfat Bu renkte olan5. sıfat Olgunlaşmamış “Uzun süren bir kışın karları, soğukları altından fışkıran gök ekinler…” – A. KabaklıKur’an-ı Kerim’de Gökler Hakkındaki Ayetler Hangileri?NOT AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN Sûresi 19. Ayet; Yahut onların durumu, gökten yoğun karanlıklar içinde gök gürültüsü ve şimşekle sağanak halinde boşanan yağmura tutulmuş kimselerin durumu gibidir. Ölüm korkusuyla, yıldırım seslerinden parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Oysa Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 22. Ayet; O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar Sûresi 29. Ayet; O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkıyla Sûresi 33. Ayet; Allah şöyle dedi “Ey Adem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Adem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” Sûresi 59. Ayet; Derken, onların içindeki zalimler, sözü kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de haktan ayrılmaları sebebiyle o zalimlere gökten bir azap Sûresi 107. Ayet; Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı Sûresi 116. Ayet; “Allah, çocuk edindi” dediler. O, bundan uzaktır. Hayır! Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ındır. Hepsi O’na boyun eğmiştir. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 117. Ayet; O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen Sûresi 164. Ayet; Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgarları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller Sûresi 255. Ayet; Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, Sûresi 284. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de Allah sizi, onunla sorguya çeker de dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 5. Ayet; Şüphesiz yerde ve gökte Allah’a hiçbir şey gizli İmrân Sûresi 29. Ayet; De ki “İçinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerdeki her şeyi, yerdeki her şeyi de bilir. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.” Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 83. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez ona boyun eğmişken ve ona döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?Âl-i İmrân Sûresi 109. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Bütün işler ancak Allah’a İmrân Sûresi 129. Ayet; Göklerdeki her şey ve yerdeki her şey Allah’ındır. O dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet İmrân Sûresi 133. Ayet; Rabbinizin bağışına, ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun. Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 180. Ayet; Allah’ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla İmrân Sûresi 189. Ayet; Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah her şeye hakkıyla gücü İmrân Sûresi 190. Ayet; Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler İmrân Sûresi 191. Ayet; Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 126. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah, her şeyi Sûresi 131. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Sizden önce kendilerine kitap verilenlere de, size de “Allah’a karşı gelmekten sakının” diye tavsiye ettik. Eğer inkar ederseniz, bilin ki göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah zengindir, övülmeye Sûresi 132. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Vekil olarak Allah Sûresi 153. Ayet; Kitap ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar. Buna şaşma! Mûsâ’dan, bundan daha büyüğünü istemişler ve “Allah’ı bize açıkça göster” demişlerdi. Böylece zulümleri sebebiyle onları yıldırım çarptı. Sonra kendilerine apaçık deliller gelmesinin ardından tuttular buzağıyı tanrı edindiler. Biz bunu da affettik ve Mûsâ’ya apaçık bir güç ve yetki verdik. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 170. Ayet; Ey insanlar! Peygamber size Rabbinizden hakkı gerçeği getirdi. O halde kendi iyiliğiniz için iman edin. Eğer inkar ederseniz bilin ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet Sûresi 171. Ayet; Ey Kitab ehli! Dininizde sınırları aşmayın ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyin. Meryemoğlu İsa Mesih, ancak Allah’ın peygamberi, Meryem’e ulaştırdığı emriyle onda var ettiği kelimesi ve kendisinden bir ruhtur. Öyleyse Allah’a ve peygamberlerine iman edin, “Allah üçtür” demeyin. Kendi iyiliğiniz için buna son verin. Allah ancak bir tek ilahtır. O çocuk sahibi olmaktan uzaktır. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. Vekil olarak Allah Sûresi 17. Ayet; Andolsun, “Allah, Meryemoğlu Mesih’dir”, diyenler kesinlikle kâfir oldular. De ki “Şâyet Allah, Meryemoğlu Mesih’i, onun anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek istese, Allah’a karşı kim ne yapabilir? Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.”Mâide Sûresi 18. Ayet; Bir de yahudiler ve hıristiyanlar, “Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız” dediler. De ki “Öyleyse Allah size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de onun yarattıklarından bir beşersiniz.” Allah dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunanların da hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak onadır. Sponsorlu Bağlantılar Mâide Sûresi 40. Ayet; Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’a aittir. O dilediğine azap eder, dilediğini de bağışlar. Allah her şeye hakkıyla gücü Sûresi 97. Ayet; Allah; Ka’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı hac kurbanını ve bu kurbanlara takılı gerdanlıkları insanların din ve dünyaları için ayakta kalma ve canlanma sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın zaten her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz Sûresi 112. Ayet; Hani havariler de, “Ey Meryem oğlu İsa! Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?” demişlerdi. İsa da, “Eğer mü’minler iseniz Allah’a karşı gelmekten sakının” Sûresi 114. Ayet; Meryem oğlu İsa, “Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize zamanımızdaki dindaşlarımıza ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden gelen bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın” dedi. Sponsorlu Bağlantılar Mâide Sûresi 120. Ayet; Göklerin, yerin ve bunlardaki her şeyin hükümranlığı yalnızca Allah’ındır. O her şeye hakkıyla gücü Sûresi 1. Ayet; Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkar edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar. Sponsorlu Bağlantılar En’âm Sûresi 3. Ayet; Halbuki O, göklerde de Allah’tır, yerde de. Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da. Sizin daha ne kazanacağınızı da Sûresi 6. Ayet; Onlardan önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkan ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var Sûresi 12. Ayet; De ki “Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?” “Allah’ındır” de. O merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar Sûresi 14. Ayet; De ki “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah’tan başkasını mı dost edineceğim.” De ki “Bana, Allah’a teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma denildi.”En’âm Sûresi 73. Ayet; O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. Allah’ın “ol” deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla. O’nun sözü gerçektir. Sûra üflendiği gün de mülk hükümranlık onundur. Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla Sûresi 75. Ayet; İşte böylece İbrahim’e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden Sûresi 79. Ayet; “Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben Allah’a ortak koşanlardan değilim.”En’âm Sûresi 99. Ayet; O gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız Herbiri birbirine benzer ve her biri birbirinden farklı. Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Şüphesiz bunda inanan bir topluluk için Allah’ın varlığını gösteren ibretler Sûresi 101. Ayet; O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O’nun bir eşi olmadığı halde nasıl bir çocuğu olabilir? Halbuki her şeyi O yarattı. O her şeyi hakkıyla Sûresi 54. Ayet; Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde altı evrede yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden gündüze katan, güneşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı Sûresi 96. Ayet; Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler in kapılarını açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı Sûresi 158. Ayet; Ey Muhammed! De ki “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. O halde Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlüne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.”A’râf Sûresi 162. Ayet; Onlardan zulmedenler hemen sözü, kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azab Sûresi 185. Ayet; Onlar göklerdeki ve yerdeki sınırsız hükümranlık ve nizama, Allah’ın yarattığı her şeye, ecellerinin yaklaşmış olabileceğine hiç bakmadılar mı? Peki bundan sonra artık hangi söze inanacaklar?A’râf Sûresi 187. Ayet; Sana kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar. De ki “Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onu vaktinde ancak O Allah ortaya çıkaracaktır. O göklere de, yere de ağır basmıştır. O size ancak ansızın gelecektir.” Sanki senin ondan haberin varmış gibi sana soruyorlar. De ki “Onun bilgisi sadece Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar.”Enfâl Sûresi 11. Ayet; Hani Allah kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur Sûresi 32. Ayet; Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu Kur’an senin katından inmiş hak kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” Sûresi 36. Ayet; Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla Sûresi 116. Ayet; Şüphesiz göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız Allah’ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı Sûresi 3. Ayet; Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde altı evrede yaratan, sonra da Arş’a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah’tır. O’nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte o, Rabbiniz Allah’tır. O halde O’na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?Yûnus Sûresi 6. Ayet; Şüphesiz gece ve gündüzün ardarda değişmesinde, Allah’ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, Allah’a karşı gelmekten sakınan bir toplum için pek çok deliller Sûresi 18. Ayet; Allah’ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve “İşte bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır” diyorlar. De ki “Siz, Allah’a göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.”Yûnus Sûresi 24. Ayet; Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hali gibidir ki, insanların ve hayvanların yedikleri yeryüzü bitkileri onunla yetişip birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü o bitkilerle bütün zinet ve güzelliklerini alıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerine her türlü tasarrufa kadir olduklarını sandıkları bir sırada, geceleyin veya güpegündüz ansızın ona emrimiz afetimiz geliverir de, bunları, sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi, kökünden yolunmuş bir hâle getiririz. İşte düşünen bir toplum için, âyetleri böyle ayrı ayrı Sûresi 31. Ayet; De ki “Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hakimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?” “Allah” diyecekler. De ki “O halde Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?”Yûnus Sûresi 55. Ayet; Bilesiniz ki, göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Yine bilesiniz ki, Allah’ın va’di haktır. Fakat onların çoğu bunu Sûresi 61. Ayet; Ey Muhammed! Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur’an’dan ne okursan oku ve ey insanlar, sizler de hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona daldığınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, hatta bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak ve gizli olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da yazılı Sûresi 66. Ayet; Bilesiniz ki göklerde kim var, yerde kim varsa, hep Allah’ındır. Allah’tan başkasına tapanlar gerçekte Allah’a koştukları ortaklara tâbi olmuyorlar. Şüphesiz onlar ancak zanna uyuyorlar ve sadece yalan Sûresi 68. Ayet; “Allah bir çocuk edindi” dediler. O, bundan uzaktır. O her bakımdan sınırsız zengindir. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. Bu konuda elinizde hiçbir delil de yoktur. Allah’a karşı bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?Yûnus Sûresi 101. Ayet; De ki “Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza.” Fakat âyetler ve uyarılar inanmayan bir topluma hiçbir fayda Sûresi 7. Ayet; O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan için, henüz Arş’ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün içinde altı evrede yaratandır. Böyle iken “Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz” desen, inkarcılar “Mutlaka bu apaçık bir büyüdür” Sûresi 44. Ayet; “Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu” denildi. Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî’ye oturdu ve “Zalimler topluluğu Allah’ın rahmetinden uzak olsun!” Sûresi 52. Ayet; “Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin.”Hûd Sûresi 107. Ayet; Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedi olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini Sûresi 108. Ayet; Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedi kalmak üzere cennettedirler. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Bu onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak Sûresi 123. Ayet; Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah’a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz Sûresi 101. Ayet; “Rabbim! Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat.”Yûsuf Sûresi 105. Ayet; Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek Sûresi 2. Ayet; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi hakkıyla düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak Sûresi 13. Ayet; Gök gürlemesi O’na hamd ederek tespih eder. Melekler de O’nun korkusundan tespih ederler. O yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Onlar ise Allah hakkında mücadele ediyorlar. Halbuki O, azabı çok şiddetli Sûresi 15. Ayet; Göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a boyun Sûresi 16. Ayet; De ki “Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?” “Allah’tır” de. De ki, “O’nu bırakıp da kendilerine bile bir faydası ve zararı olmayan dostlar mabutlar mı edindiniz?” De ki, “Kör ile gören bir olur mu? Ya da karanlıklarla aydınlık bir olur mu? Yoksa Allah’a, O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma ile Allah’ın yaratması onlara göre birbirine mi benzedi?” De ki “Her şeyin yaratıcısı Allah’tır. O, birdir, mutlak hakimiyet sahibidir.”Ra’d Sûresi 17. Ayet; O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararlanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur. İşte Allah, hak ile batıla böyle misal getirir. Köpüğe gelince sönüp gider. İnsanlara yararlı olan ise yerde kalır. İşte Allah böyle misaller Sûresi 1/2. Ayetler; Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye layık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli azaptan dolayı vay kafirlerin Sûresi 10. Ayet; Peygamberleri dedi ki “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? Halbuki O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar ertelemek için sizi imana çağırıyor. Onlar, “Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin” Sûresi 19. Ayet; Allah’ın gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını görmedin mi? Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk Sûresi 24. Ayet; Görmedin mi Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? Güzel bir söz, kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç Sûresi 32. Ayet; Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize Sûresi 38. Ayet; “Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.”İbrâhîm Sûresi 48. Ayet; O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar her şeyin üzerinde yegâne hakim olan Allah’ın huzuruna Sûresi 14/15. Ayetler; Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” Sûresi 16. Ayet; Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için Sûresi 22. Ayet; Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz Sûresi 85. Ayet; Biz gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele Sûresi 3. Ayet; Allah, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden Sûresi 10. Ayet; O, göklerden sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana Sûresi 49. Ayet; Göklerde ve yerde bulunan canlılar ve melekler büyüklük taslamadan Allah’a boyun Sûresi 52. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. İtaat de daima O’na olmalıdır. Öyle iken siz Allah’tan başkasından mı korkuyorsunuz?Nahl Sûresi 65. Ayet; Allah gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz bunda dinleyecek bir toplum için bir ibret Sûresi 73. Ayet; Allah’ı bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere Sûresi 77. Ayet; Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir. Kıyamet’in kopması bir göz kırpması gibi veya daha az bir zamandır. Şüphesiz Allah her şeye hakkıyla gücü Sûresi 44. Ayet; Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir hemen cezalandırmaz, mühlet verir, çok Sûresi 55. Ayet; Hem Rabbin göklerde ve yerde kim varsa daha iyi bilir. Andolsun, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Dâvûd’a da Zebûr’u Sûresi 90/93. Ayetler; Dediler ki “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça, yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça, yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe, yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe, yahut altından bir evin olmadıkça, ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim.”İsrâ Sûresi 95. Ayet; De ki “Eğer yeryüzünde, insanlar yerine, yerleşip dolaşan melekler olsaydı, elbette onlara gökten bir melek peygamber indirirdik.”İsrâ Sûresi 99. Ayet; Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Allah onlar için, hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler ancak inkarda Sûresi 102. Ayet; Mûsâ ise, “İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey Firavun, ben de seni kesinlikle helak olmuş bir kişi olarak görüyorum” Sûresi 14/15. Ayetler; Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başkasına asla ilah demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, ondan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet Sûresi 26. Ayet; De ki “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların, ondan başka hiçbir dostu da yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”Kehf Sûresi 39/40. Ayetler; “Bağına girdiğinde Mâşaallah! Kuvvet yalnız Allah’ındır’ deseydin ya!.. Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak haline geliverir.”Kehf Sûresi 45. Ayet; Onlara dünya hayatının örneğini ver Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz yağmur gibidir ki, onun sebebiyle yeryüzünün bitkileri boy verip birbirine karışırlar. Fakat bütün bu canlılık sonunda rüzgarın savurduğu kuru bir çer çöpe döner. Allah, her şey üzerinde kudret Sûresi 51. Ayet; Ben onları ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. Saptıranları da hiçbir zaman yardımcı edinmiş Sûresi 65. Ayet; Allah göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu halde, O’na ibadet et ve O’na ibadet etmede sabırlı ol. Hiç, O’nun adını taşıyan bir başkasını biliyor musun?Meryem Sûresi 90/91. Ayetler; Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!Meryem Sûresi 93. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak Sûresi 4. Ayet; O yüksek gökleri yaratanın katından peyderpey Sûresi 6. Ayet; Göklerdeki, yerdeki bu ikisi arasındaki ve toprağın altındaki her şey, yalnızca O’ Sûresi 53. Ayet; “Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift Sûresi 4. Ayet; Peygamber onlara dedi ki “Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”Enbiyâ Sûresi 19. Ayet; Göklerde ve yerde kim varsa hep onundur. O’nun katındakiler ne ona ibadetten çekinir ve büyüklenir ne de yorgunluk ve bıkkınlık Sûresi 30. Ayet; İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?Enbiyâ Sûresi 32. Ayet; Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, Allah’ın varlığını gösteren delillerden yüz Sûresi 56. Ayet; İbrahim dedi ki “Hayır! Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir. O bunları yaratandır ve ben de buna şahitlik edenlerdenim.”Hac Sûresi 18. Ayet; Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah’a secde etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz, Allah dilediğini Sûresi 31. Ayet; Allah’a yönelen, ona ortak koşmayan kimseler olun. Kim Allah’a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor Sûresi 63. Ayet; Allah’ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Şüphesiz, Allah çok lütufkârdır, hakkıyla Sûresi 64. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O’nundur. Şüphesiz ki Allah elbette zengindir, elbette övgüye Sûresi 70. Ayet; Bilmez misin ki kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta Levh-i mahfuz’dadır. Şüphesiz bu Allah’a göre çok Sûresi 18. Ayet; Biz gökten belli bir ölçüde su indirdik de faydalanmanız için onu yeryüzünde tuttuk. Bizim onu tamamen gidermeye de muhakkak gücümüz Sûresi 71. Ayet; Eğer hak onların arzularına uysaydı gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi. Hayır, biz onlara şereflerini Kur’an’ı getirdik. Onlar ise bu şereflerinden yüz Sûresi 35. Ayet; Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun temsili şudur Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile, neredeyse aydınlatacak kadar berrak tır. Nur üstüne nur. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah insanlar için misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla Sûresi 41. Ayet; Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra kanat çırparak uçan kuşların Allah’ı tespih ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla Sûresi 42. Ayet; Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de ancak Allah’ Sûresi 43. Ayet; Görmez misin ki Allah, bulutları sevk eder. Sonra, onları kaynaştırıp üst üste yığar. Nihayet yağmurun, onların arasından yağdığını görürsün. O, gökten, oradaki dağ gibi bulutlardan dolu indirir de onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de geri çevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri Sûresi 64. Ayet; Bilmiş olun ki şüphesiz göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu gerçekten bilir. Allah’a döndürülecekleri ve yaptıklarını Allah’ın onlara haber vereceği günü hatırla. Allah, her şeyi hakkıyla Sûresi 2. Ayet; O, göklerin ve yeryüzünün mülkü hükümranlığı kendisine ait olandır. Çocuk edinmemiştir. Mülkünde hiçbir ortağı da yoktur. O her şeyi yaratmış ve yarattığı O şeyleri bir ölçüye göre takdir Sûresi 6. Ayet; Ey Muhammed!, De ki “O kitabı göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, çok merhamet edendir.”Furkân Sûresi 48/49. Ayetler; O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderendir. Ölü toprağı canlandıralım, yarattıklarımızdan bir çok hayvanları ve insanları sulayalım diye gökten tertemiz bir su Sûresi 59. Ayet; Gökleri ve yeryüzünü ve ikisi arasındakileri altı gün içinde altı evrede yaratan sonra da Arş’a kurulan Rahmân’dır. Sen bunu haberdar olana sor!Furkân Sûresi 61. Ayet; Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı güneş ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok Sûresi 4. Ayet; Biz dilesek, onlara gökten bir mucize indiririz de, ona boyun eğmek zorunda Sûresi 24. Ayet; Mûsâ, “O, göklerin ve yerin ve her ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir. Eğer gerçekten inanırsanız bu böyledir.”Şuarâ Sûresi 187. Ayet; “Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça düşür.”Neml Sûresi 25. Ayet; “Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah’a secde etmesinler diye şeytan onları yoldan çıkarmış.”Neml Sûresi 60. Ayet; Yahut gökleri ve yeri yaratan ve size gökten yağmur indirip, onunla, ağaçlarını sizin yetiştiremeyeceğiniz gönül alıcı güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah ile birlikte başka ilah mı var!? Hayır onlar Allah’a eş tutan bir Sûresi 64. Ayet; Yoksa, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? De ki, “Eğer doğru söyleyenler iseniz kesin delilinizi getirin.”Neml Sûresi 65. Ayet; De ki “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir. Onlar öldükten sonra ne zaman diriltileceklerinin de farkında değildirler.”Neml Sûresi 75. Ayet; Gökte ve yerde gâib gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap’ta Levh-i Mahfuz’da Sûresi 87. Ayet; Sûr’a üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O’na Sûresi 22. Ayet; Siz, yerde de gökte de Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah’tan başka ne bir dostunuz, ne de bir yardımcınız Sûresi 34. Ayet; Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap Sûresi 44. Ayet; Allah gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. İşte bunda inananlar için bir ibret Sûresi 52. Ayet; De ki “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanları bilir. Batıla inanıp Allah’ı inkar edenler var ya; işte onlar asıl ziyana uğrayanlardır.”Ankebût Sûresi 61. Ayet; Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?” diye soracak olsan mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. O halde nasılhaktan döndürülüyorlar?Ankebût Sûresi 63. Ayet; Andolsun, eğer onlara, “Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?” diye soracak olsan, mutlaka, “Allah” diyeceklerdir. De ki “Hamd Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu akıllarını Sûresi 8. Ayet; Onlar, kendi nefislerinin yaratılış incelikleri hakkında hiç düşünmediler mi? Hem Allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. Şüphesiz insanların birçoğu Rablerine kavuşacaklarını inkar Sûresi 18. Ayet; Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Allah’ı tespih Sûresi 22. Ayet; Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler Sûresi 24. Ayet; Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, onun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler Sûresi 26. Ayet; Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca O’na âittir. Hepsi O’na boyun Sûresi 27. Ayet; O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu O’na göre ilk yaratmadan daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 48. Ayet; Allah rüzgarları gönderendir. Onlar da bulutları harekete geçirir. Allah onları dilediği gibi, bazen yayar ve bazen yoğunlaştırır. Nihayet yağmurun onların arasından çıktığını görürsün. Onu kullarından dilediklerine uğrattığı zaman bir de bakarsın Sûresi 10. Ayet; Allah gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki Sûresi 16. Ayet; Lokmân öğütlerine şöyle devam etti “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, herşeyden hakkıyla haberdar olandır.”Lokmân Sûresi 20. Ayet; Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar Sûresi 25. Ayet; Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah” derler. De ki, “Hamd Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu Sûresi 26. Ayet; Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz Allah her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye layık Sûresi 4. Ayet; Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde altı evrede yaratan sonra da Arş’a kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?Secde Sûresi 5. Ayet; Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde ona Sûresi 72. Ayet; Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok Sûresi 1. Ayet; Hamd, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisinin olan Allah’a mahsustur. Hamd ahirette de O’na mahsustur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, her şeyden hakkıyla Sûresi 2. Ayet; Allah, yere gireni, yerden çıkanı; gökten ineni ve oraya yükseleni bilir. O, çok merhamet edicidir, çok Sûresi 3. Ayet; İnkar edenler, “Kıyamet bize gelmeyecektir” dediler. De ki “Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.”Sebe’ Sûresi 9. Ayet; Onlar, önlerindeki ve arkalarındaki kendilerini dört bir yandan kuşatan göğe ve yere bakmadılar mı? Eğer dilersek onları yere geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Bunda, Rabbine yönelen her kul için bir ibret Sûresi 22. Ayet; Ey Muhammed! De ki “Allah’ı bırakıp da ilah olduklarını iddia ettiklerinizi çağırın. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şeye sahip değillerdir. Onların yerde ve gökte hiçbir ortaklıkları yoktur. Allah’ın onlardan bir yardımcısı da Sûresi 24. Ayet; Allah katında, onun izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. Şefaat için izin verilip de kalplerinden korku giderilince birbirlerine, “Rabbiniz ne söyledi?” diye sorarlar. Onlar da “Gerçeği” diye cevap verirler. O yücedir, Sûresi 1. Ayet; Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a mahsustur. O yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla Sûresi 3. Ayet; Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı? O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?Fâtır Sûresi 27. Ayet; Görmüyor musun ki Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü ürünler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı birbirinden farklı çeşitli renklerde yollar katmanlar var, simsiyah taşlar da Sûresi 38. Ayet; Şüphesiz Allah göklerin ve yerin gaybını bilendir. Şüphesiz o, gögüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Sûresi 40. Ayet; De ki “Allah’ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yerden ne yaratmışlardır?” Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, açık bir delile mi sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey Sûresi 41. Ayet; Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye kurduğu düzende tutuyor. Andolsun, eğer onlar yörüngelerinden sapıp yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halimdir hemen cezalandırmaz, mühlet verir, çok Sûresi 44. Ayet; Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha da kuvvetli idiler. Ne göklerde ne yerde hiçbir şey Allah’ı aciz bırakacak değildir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret Sûresi 28. Ayet; Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de Sûresi 81. Ayet; Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla Sûresi 5. Ayet; O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Doğuların da Batıların da Sûresi 10. Ayet; Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin hükümranlığı onların mıdır? Öyle ise sebeplere yapışarak yükselsinler bakalım!.Sâd Sûresi 27. Ayet; Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık. Bu yaratılanların boş yere yaratıldığı iddiası inkar edenlerin zannıdır. Cehennem ateşinden dolayı vay inkar edenlerin haline!Sâd Sûresi 66. Ayet; “O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”Zümer Sûresi 5. Ayet; Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki, o mutlak güç sahibidir, çok Sûresi 21. Ayet; Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt Sûresi 38. Ayet; Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler. De ki “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar onun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki “Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.”Zümer Sûresi 44. Ayet; Ey Muhammed! Biz sana Kitab’ı Kur’an’ı insanlar için, hak olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar. Sen onlara vekil Sûresi 46. Ayet; De ki “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”Zümer Sûresi 63. Ayet; Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah’ın âyetlerini inkar edenler var ya, işte onlar ziyana uğrayanların ta Sûresi 67. Ayet; Allah’ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O’nun elindedir. Gökler de O’nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, Sûresi 68. Ayet; Sûr’a üflenir ve Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış Sûresi 13. Ayet; O, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O’na yönelen, düşünüp ibret Sûresi 36/37. Ayetler; Firavun dedi ki “Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Mûsâ’nın ilâhını görürüm! Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum.” Böylece Firavun’a yaptığı kötü iş süslü gösterildi ve doğru yoldan saptırıldı. Firavun’un tuzağı, tamamen sonuçsuz Sûresi 57. Ayet; Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu Sûresi 64. Ayet; Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!Fussilet Sûresi 12. Ayet; Böylece onları, iki günde iki evrede yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın Sûresi 4. Ayet; Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O, yücedir, Sûresi 5. Ayet; Neredeyse gökler onun azametinden üstlerinden çatlayacaklar. Melekler ise, Rablerini hamd ile tespih ederler ve yeryüzündekiler için bağışlanma dilerler. İyi bilin ki Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet Sûresi 11. Ayet; O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da kendilerine eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla Sûresi 12. Ayet; Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Dilediğine rızkı bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla Sûresi 29. Ayet; Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, O’nun varlığının delillerindendir. O, dilediği zaman, onları bir araya getirmeye de gücü Sûresi 49. Ayet; Göklerin ve yerin mülkü hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları Sûresi 52/53. Ayetler; İşte sana da, emrimizle, bir ruh kalpleri dirilten bir kitap vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah’ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah’a Sûresi 9. Ayet; Andolsun, onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka, “Onları mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah yarattı” Sûresi 11. Ayet; O gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle Sûresi 82. Ayet; Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın da Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden Sûresi 84. Ayet; O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilah olandır. O hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla Sûresi 85. Ayet; Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin hükümranlığı kendisine ait olan Allah yücedir! Kıyametin bilgisi de yalnız O’nun katındadır ve yalnızca O’na Sûresi 4/7. Ayetler; Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O hakkıyla işitendir, hakkıyla Sûresi 29. Ayet; Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de Sûresi 38. Ayet; Biz, gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, eğlenmek için Sûresi 3. Ayet; Şüphesiz, göklerde ve yerde, inananlar için Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren nice deliller Sûresi 5. Ayet; Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık sebebi olarak yağmur indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller Sûresi 13. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından bir nimet olarak sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller Sûresi 22. Ayet; Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm Sûresi 27. Ayet; Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Kıyamet kopacağı gün, işte o gün bâtıla sapanlar hüsrana Sûresi 36. Ayet; Hamd, göklerin Rabbi ve yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah’a Sûresi 37. Ayet; Göklerde ve yerde ululuk O’na aittir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 3. Ayet; Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattık. İnkar edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz Sûresi 4. Ayet; De ki “Allah’ı bırakıp da taptıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, yeryüzünden neyi yaratmışlardır? Yoksa göklerin yaratılışında onların bir ortaklığı mı var? Eğer doğru söyleyenler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı olsun getirin bana!”Ahkâf Sûresi 33. Ayet; Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah’ın, ölüleri diriltmeye gücünün yeteceğini görmediler mi? Evet şüphesiz O, her şeye hakkıyla gücü Sûresi 4. Ayet; O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet Sûresi 7. Ayet; Göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 14. Ayet; Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet Sûresi 16. Ayet; Ey Muhammed! De ki “Siz Allah’a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.”Hucurât Sûresi 18. Ayet; Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah yaptıklarınızı hakkıyla Sûresi 9/11. Ayetler; Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler ekinler, birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte dirilip kabirlerden çıkış da Sûresi 38. Ayet; Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları altı günde altı evrede yarattık. Bize bir yorgunluk da Sûresi 22. Ayet; Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler Sûresi 9. Ayet; O gün gök şiddetle sallanıp Sûresi 36. Ayet; Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır, onlar kesin olarak Sûresi 44. Ayet; Gökten düşmekte olan parçalar görseler, “Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır” Sûresi 26. Ayet; Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah’ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar Sûresi 31. Ayet; Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Bu kötülük edenleri yaptıklarıyla cezalandırması, iyilik edenleri de daha güzeliyle mükafatlandırması için böyle Sûresi 7. Ayet; Göğü yükseltti ve ölçüyü Sûresi 29. Ayet; Göklerde ve yerde bulunanlar, her şeyi O’ndan isterler. O, her an yeni bir ilahi Sûresi 33. Ayet; Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip Sûresi 37. Ayet; Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül haline geldiği zaman haliniz ne olur?Hadîd Sûresi 1. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 2. Ayet; Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca O’nundur. Diriltir, öldürür. O her şeye hakkıyla gücü Sûresi 4. Ayet; O, gökleri ve yeri altı günde altı evrede yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah bütün yaptıklarınızı hakkıyla Sûresi 5. Ayet; Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Bütün işler ancak ona Sûresi 10. Ayet; Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten Mekke fethinden önce harcayanlar ve savaşanlar, diğerleri ile bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı cenneti vadetmiştir. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla Sûresi 21. Ayet; Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf Sûresi 7. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şeyi Allah’ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizlice konuşmaz ki, dördüncüleri O olmasın. Beş kişi gizlice konuşmaz ki altıncıları O olmasın. Bundan daha az, yahut daha çok da olsalar, nerede olurlarsa olsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir. Sonra onlara yaptıklarını Kıyamet günü haber verecektir. Allah her şeyi hakkıyla Sûresi 1. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 24. Ayet; O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 1. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Sûresi 1. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes, mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ı tespih Sûresi 7. Ayet; Onlar, “Allah Resûlü’nün yanında bulunanlara muhacirlere bir şey vermeyin ki dağılıp gitsinler” diyenlerdir. Halbuki göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır. Fakat münafıklar bunu Sûresi 1. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O her şeye hakkıyla gücü Sûresi 3. Ayet; Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş yalnız O’ Sûresi 4. Ayet; Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Suresi 3. Ayet; O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak ve düzensizlik görüyor musun?Mülk Suresi 16. Ayet; Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle Suresi 17. Ayet; Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!Hâkka Sûresi 16. Ayet; Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz Sûresi 8/9. Ayetler; Göğün, erimiş maden gibi ve dağların atılmış renkli yün gibi olacağı günü Sûresi 11. Ayet; Bağışlama dileyin ki, üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’Müzzemmil Sûresi 18. Ayet; O günle gök bile yarılır, Allah’ın vadi Sûresi 9. Ayet; Gök yarıldığı zaman,Nebe Sûresi 19. Ayet; Gök açılır ve kapı kapı Sûresi 36/38. Ayetler; Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân’dan bir mükafat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un Cebrail’in ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler Sûresi 27. Ayet; Ey inkarcılar! Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah Sûresi 11. Ayet; Gökyüzü yerinden sıyrılıp koparıldığı zaman,İnfitâr Sûresi 1. Ayet; Gök yarıldığı zaman,İnşikâk Sûresi 1/2. Ayetler; Gök yarıldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman -ki ona yaraşan budur-,Burûc Sûresi 8/9. Ayetler; Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye layık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah her şeye şahittir.

allah ın gücü ile ilgili ayetler