00183054kısa 00181539 karar 00043076 şiir 00043050 yaz 00043007 medya 00042982 gördüğü 00008291 kır 00008289 makinesi 00008287 talimat
KöySeyirlik Oyunları; "Köylü Tiyatrosu" adı ile de bilinen köy seyirlik oyunları düğünlerde, bayramlarda ya da yılın belirli günlerinde köylülerimizin genellikle "oyun yapma","oyun çıkarma" adı altında bereket bolluk, sağlık ve yeni yılı karşılamak amacıyla oynadığı törensel içerikli oyunlardır.Bu oyunlar
NecatiCumalı (d.13 Ocak 1921, Florina – ö. 10 Ocak 2001, İstanbul) Yazar, şair. 1921 yılında bugün Yunanistan sınırları içindeki Florina’da doğdu. 10 Ocak 2001’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. 1941’de Ankara Üniversite si Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1945-1948 arasında
Köydaha önce bugünkü köyün batısında, takriben 1,5 km. mesafede, Kocapınar denilen yerde kurulmuştur. Şimdi bu eski köy yerine, çam yanı denilmektedir. Çam yanı Köyü, Bağ Nahiyesi adı verilen bir kasabaya bağlanmıştır. Bu nahiyenin Selçuk olduğu sanılmaktadır.
birufkun siluetini çiziyorlar. Hava şu anda harika bir şekilde serin, ama bu durum kısa bir süre sonra değişecek. Köy evimizin sun- durmasında dizlerimin üstündeki bilgisayarımla birlikte oturuyo- rum. Klavyenin üstünü örten şeffaf, plastik bir bant parçası, klav- yeyi, Büyük Sahra’nın havada asılı duran tozundan koruyor.
KöyHayatında Çocuk Olmak-Önceden çocukluğumu yaşayamadığımı düşünürdüm. Yıllar sonra kendime haksızlık yaptığımı gördüm. Üniversite yıllarıydı, sene 1989 Kayseride ara sokakların birinden geçerken bir çıra kokusu duydum. Şimdi ki gençler bu çırada ne diyebilirler.
AUYf. -Önceden çocukluğumu yaşayamadığımı düşünürdüm. Yıllar sonra kendime haksızlık yaptığımı gördüm. Üniversite yıllarıydı, sene 1989 Kayseride ara sokakların birinden geçerken bir çıra kokusu duydum. Şimdi ki gençler bu çırada ne diyebilirler. Odunları tutuşturmak için çam ağacının içinde bulunan çam sakızı kokusu saçan ve kibritle hemen tutuşabilen kıymık parçası. Kıymıkta ne demeyin odunun en küçük kesitlerinden biri. Kokuyu öyle özlemişim ki sormayın. Yahyalıdan yeni yola giden otobüse bindim. Okuluma doğru yol alırken o yol beni çocukluğuma, babaanneme, dedeme, köydeki evimize götürüyordu sanki. Karlı bir kış gününde avluda dedem yaş ve kuru odunları kovalara doldurmuş ?Hadi oğlum Sipahi şu kovaları eve götür dedi? gücüm yetmeyerek eve odun sobasının yanına taşıdım. Soba çatmasını erken yaşta öğretmişlerdi köy yerinde. Arkaya yaş odunlar konacak öne de kuruları dizilecekti. Onun önüne ise kozalaklar ve misler gibi kokan çıra. Soba ateşlenecek. Güğüm sobanın üzerine konacak, bu arada bazlamalar ısınacak, üzerine taze tereyağı sürülerek keş ekilecek. Çaydanlıkta soba çayı demlenecek. Yanında Beypazarı Kurusu da olacak.. Babaannem birazdan soframızı da hazırlar. Tarhana çorbası, ev makarnasını yapar oh değme keyfimize. Hele evdeki kedinin dışardan gelip odun sobasının yanına kıvrılıp uyuması? Akşamları güp güp güpleyen odun sesinin tavana yansıması ahenkle dans etmesi, güğümün üzerinden kaynayan su kabarcıklarının soba üstüne düştüğü andaki çıkardığı ses? Derken arkadan biri dürtükledi. Arkadaşım sen okulda inmeyecek miydin? Aman Allahım durak geride kalmış ben Develiye doğru gidiyorum. Hemen seslendim. Şoför bey beni köyde indirir misin? Şoför ne köyü oğlum? Herkes gülmeye başlamıştı. Çıra kokusu ile başlayan hayal gerçekle karışmıştı. Şey dedim ben bir durak fazla gelmişimde? Hala o çıra kokusunu nasıl severim. Her köye gittiğimde koklarım. Beni anılarıma götürür. Hayallerimin uçsuz bucaksız olduğu çocukluğuma? Bir gün köyden gelirken kızımın eşeği görüp araba içindeki bizlere bak anne ata demesine çok üzülmüştüm. Çocuk atla eşeği birbirinden ayırt edemiyordu. Oğlağın koyun yavrusu olduğunu sanıyordu. Şimdiki çocuklar evde tıkılıp kalıyorlar ve oyunları sınırlı. Köy hayatında öyle miydi? Bütün dağ tepe hepsi senin. Hayvanlar canlı. Belgesellerden veya oyuncaklardan isimleri öğrenilmiyordu. Eskiler bazen derler biz çok erken dünyaya gelmişiz. Şimdiki çocukların her şeyleri var. Yok, efendim yok. Maddi imkânlarımız sınırlıydı. Ya da ailelerimiz mi bize yaşatmadı. Hayır, çünkü yokluk vardı. Ama çok mutluyduk. Çocukluğumuzda aldığımız o oyunlardaki zevkin hiç birini şimdiki çocuklar alamıyorlar. Bizler hangi yaşta olursak olalım. Her anın değerini bilelim. Yarın henüz gelmedi. Dün geçmişte kaldı ama olumlu ve güzel yönlerini bulup gülümseyerek şimdiki anı yaşamaya ne dersiniz? Son EklenenlerŞ. Erbaş, N. Hikmet, Ö. Asaf, A. Behramoğlu, A. İlhan ve C. Yücel bölümlerine eklemeler Halet Çelebi bölümü S. Tarancı, N. Hikmet, Y. Odabaşı, S. Karakoç ve İ. Sadri bölümlerine yeni şiirler Yücel, Edip Cansever, Atilla İlhan, Necati Cumalı ve Özdemir Asaf bölümlerine yeni şiirler İnal bölümü Arabul, Gülten Akın, Sezai Karakoç, Gültekin Samanoğlu ve Şinasi Özdenoğlu bölümlerine yeni şiirler Fikret bölümü açıldı. En Çok OkunanlarNazım Hikmet / Seni DüşünmekSezai Karakoç / Ey SevgiliSezai Karakoç / Mona RozaHüseyin Nihal Atsız / Geri Gelen MektupCan Yücel / Özledim SeniNazım Hikmet / Mavi LimanÜmit Yaşar Oğuzcan / Ben Seni SevdimÜmit Yaşar Oğuzcan / Gözlerim GözlerindeNazım Hikmet / Yaşamak Ne Güzel ŞeyÜmit Yaşar Oğuzcan / Beni Kör KuyulardaCan Yücel / DostlukNazım Hikmet / Tahirle Zühre Meselesi Ümit Yaşar Oğuzcan / Her Günüm SeninleYavuz Bülent Bakiler / Şaşırdım Kaldım İşte Bilmem Ki NemsinŞükrü Erbaş / SitemCan Yücel / Herşey Sende GizliNazım Hikmet / Bir DakikaCan Yücel / YorgunlukNazım Hikmet / Yine Memleketim Üstüne SöylenmiştirCan Yücel / Farzet Hiç Ayrılmadık
kır yada köy yaşamını anlatan kısa şiir