StockholmSendromu sıkça sorulan sorulara ve doktor cevaplarına ulaşabilirsiniz. En çok merak edilen sorunların güvenilir cevapları uzmandoktor.net 'te. RehberKitaplar; Annelik ve Bebek Bakımı “Bu kitap yüzünden Stockholm Sendromu’na kapılacaksınız.” İlgili Kitaplar. Comandante’nin Son Günleri. Stockholmsendromu, kişinin kendine zarar veren bir kişiyle zamanla duyduğu sempati veya yakınlık olarak açıklanmaktadır. Bu sendroma ismini veren olay, 1973 senesinde İsveç’in başkenti Stockholm’de geçmektedir. O tarihte bir banka soygununda 6 gün rehin alınan kadın, kurtarıldığında kendisini rehin alan kişiyi savunmuş Otizmve Asperger Sendromu Birliği, otizm hakkında bilinci artırmak için kitaplar, fılmler ve bilgilendirici materyal üret-mektedir. www.autism.se web sitesinde otizm hakkında temel bilgiler, destek olanakları, otistik kişiler ve yakınlarının hikayeleri ile kitaplar, fılmler ve bilgilendirici materyal sipariş edebileceğiniz Psikologlar bu duruma "Sosyal Stockholm Sendromu" diyorlar. sonra sanıyoruz ki herkes televizyonlarının başında Soma ile ilgili haberleri izliyor Karmave Kundalini. Başka bir ilgi ve anlayış gerektiren ilginç ve önemli bir yönüdür karmik kundalini Sendromu. Bir uyanış Kundalini enerjisi nötralizasyon son karma yol açar. Bu gerçekten olumlu bir sonuç ama zorluklar için yol açar. Karmik Kundalini Sendromu sonra mali sorunlar ve kötü şans meydana gelen. Bu durumda ykJJv1. Stockholm Sendromu olarak da adlandırılan, sert otorite figürü ile sertliğe maruz kalan birey arasındaki, bireyin teslimiyetçi bir tutum sergilediği ilişki biçimini, Hegel’in iki yüzyıl önce tariflediği köle-efendi diyalektiği zemininde yeniden ele almakta yarar vardır. Bu diyalektik, aynı zamanda toplumsal ve bireysel ontolojik görünümlerin daha iyi anlaşılabilmesi için de gereklidir. Bireyin bilinci ile ilgili bazı yapısal… Bu makaleyi okumak için Ücretsiz Site Aboneliği Yap Kayıt Ol STOCKHOLM SENDROMU NEDİR? Madem blog'umuzun ismi Stocholm Sendromu o zaman Uzm. Dr. A. Fuat BEŞKARDEŞ'in bu psikolojik rahatsızlığı tüm detayları ile anlatana yazısını da kendi yol haritamız olarak kabul ediyor ve makale içeriklerimizin ana teması hakkında da kısa bir bilgi vermiş oluyoruz. Rehinelerin, kendilerini esir alanların duygularını anlama noktasına gelmeleri ve kendisini rehin alan kişilerle geçirdikleri sürenin sonunda onlara yardımcı olmaya başlaması ve nihai olarak da onlarla özdeşim kurmalarına Stockholm Sendromu denmektedir. Bu sendromun anlamını genişleterek insanın kendisini zora sokan, üzen koşulları benimsemesi, savunması ve bu koşulları yaratan nedenleri görmemesi, ezenin yanında yer alması olarak da tanımlayabiliriz. GELİŞİM MEKANİZMASI Sürekli şiddet yaşamanın bir sonucu olarak kurbanlar saldırganla özdeşleşmeye ve bir hayatta kalma stratejisi olarak onun için hareket etmeye başlayabilir. Kurbanın iradesinin saldırgana bağlı olması gönüllü bir karar değil, şiddetin doğrudan sonucudur. GELİŞİM SÜRECİ Travmatik bağlanma süreci Appelt,Kaselitz, Logar 2004 “Şiddet uygulayanın ilk hedefi kurbanı köleleştirmektir ve bu amaca kurbanın hayatının her alanında despotça bir denetim kurarak ulaşır. Ancak salt boyun eğme onu nadiren tatmin eder; suçlarını haklı göstermenin psikolojik ihtiyacı içindedir ve bunun için kurbanın onayına ihtiyaç duyar. Bu yüzden durmaksızın kurbanından saygı minnet ve hatta sevgi göstermesini talep eder. Saldırganın nihai hedefi gönüllü bir kurban yaratmak gibi görünmektedir”. Herman, 1992 Bu sendromun ortaya çıkmasının temel nedeni, hayatta kalma içgüdüsüdür. Dış dünyadan tamamen soyutlanan kurban, ihtiyaçları için kendisine baskı yapan kişiye bağımlı olduğunu hisseder. Saldırganın yaptığı küçük iyilikler kurbanın gözünde büyür, zamanla kurban kendisini saldırganın yerine koyup olayları onun gözünden görmeye, yaptıklarına hak vermeye başlar. Kurban tarafından baskıcının şiddet eğiliminin tamamen göz ardı edilmesi sonucunda, içinde bulunulan tehlike de reddedilir. Kurban, tek olumlu ilişkisinin şiddet gösteren ile kendi arasında olan olduğunu düşündüğü için bu ilişkiyi de kaybetmek istemez ve dolayısıyla saldırgandan ayrılması gittikçe zorlaşır. Stockholm Sendromuna yani saldırganla özdeşleşmeye yatkınlık yaratan tehlikelilik durumu dünyadan soyutlanmışlık ortamdan kaçamaz halde olma ya da kaçamayacağına kanaat getirmişlik durumu 4. Saldırganın ara sıra arkadaşça ve yakın davranması Graham ve Rawlings 1998 bu koşulların genellikle aile içi şiddet olaylarında ortaya çıktığını ve kurbanların saldırganla özdeşleşme gösterebileceklerini belirtirler. Bu durumlarda şiddete uğramış kadın, saldırganı kışkırtacak veya öfkelendirecek herhangi bir şey yapmaktan çok korkar. Onun takdirini kazanmaya çalışır ve onun tarafındaymış gibi davranır. Savaşta, savaş esirlerinde de karşı tarafa patolojik bağlanma söz konusu olur. Saldırganıyla özdeşim kurulan bu durumda rehin alan kişiye mağdur taraf çeşitli duygular besleyip, onunla özdeşim kurar ve kişide kişilik değişimi yaşanır. STOCKHOLM SENDROMUNUN GÖRÜLDÜĞÜ BELLİ BAŞLI GRUPLAR Rehin alma durumu ve benzer bir baskı yaratan kaçırılma durumlarında rehine-esir alan Tecavüze uğrama, ensest ya da cinsel tacize maruz kalan çocuklarda istismara uğrayan çocuk-istismar eden ebeveyn Savaşta bulunma, savaş esirleri, toplama kamplarında yaşama durumlarında Hayat kadınlarında pazarlanan Aile içi şiddete maruz kalınması durumlarında dövülen eş-döven eş Yoğun dini tarikat benzeri ve siyasi baskı uygulanması durumlarında brainwashing durumlarında takipçi-lider Uzun süren hapishane deneyimlerinde tutuklu-gardiyan Ev hapsine maruz bırakılma durumlarında TARİHÇESİ İlk kez psikiyatr Bejerot tarafından tanımlanan sendrom, ismini 1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm de yaşanan bir olaydan almaktadır. Banka soyguncusu tarafından 6 gün boyunca rehin tutulan banka görevlisi bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını terk ederek kendisini rehin alan banka soyguncusunun hapisten çıkmasını bekler, sonunda da onunla evlenir. 23 Ağustos 1973 günü Stockholm de bir bankayı soymak üzere basan soyguncular 4 banka görevlisini 6 gün 131 saat rehin tuttu. Soyguncular banka personeline iyi davrandı, aralarında iyi ilişkiler oluştu; Rehineler polisin bankayı basacağını fark edip soyguncuları uyardılar; Daha sonra mahkemede soyguncular aleyhine ifade vermek istemediler, savunma ücreti için para topladılar. Olay, “soyguncular bankadan para çalamadılar ama bazı insanların kalbini çaldılar” biçiminde yorumlandı… 1974 yılında Patty Hearst isimli bir milyoner kadın bir terörist grup tarafından kaçırıldıktan 2 ay sonra onlarla birlikte bir banka soygunu yaparken yakalandı. Avukatları SS mazeretini kullandıysa da mahkeme kabul etmedi ve hapse mahkum etti. 2001 yılında İngiliz bayan gazeteci Yvonne Ridley, Afganistan’da Taliban tarafından kaçırıldı, ilk 11 gün onlarla kavga etti, yemek yemedi. İslam dinini incelemesi şartıyla serbest bırakıldıktan sonra İslam dinine ilgi duydu, 2003 yılında da Müslüman oldu. STOCKHOLM SENDROMU GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER *Deneyimin rehin, esir alınma vb gibi süresi ve yoğunluğu *Rehinenin esir alana yakınlık ve bağımlılık derecesi *Rehin alınan kişinin kendi ortamından psikolojik olarak ne kadar uzaklaştığı *İçinde bulunulan durumun kendine özgü hassasiyeti SYMONDS 1980 SS Gelişim Riski Triadı bir çevrede bulunma hali hisleri Sonuç olarak bu kişilerde regresyon ve çocuklaşma eğilimi görülmekte ve bu duruma ''Travmatik İnfantilizm'' adı da verilmekte.. 'Travmatik İnfantilizm' durumu da kişinin hayatını tehlikeye sokan kişiye yakınlaşmasına ya da onun davranışlarını taklit etmesine yol açabilmekte. ''Frozen Fright'' Donmuş Korku Symonds tarafından tanımlanmış olup, kurbanların ani tehlike karşısında paralize olma hallerini anlatmak için kullanılmaktadır, bir çeşit dissosiyatif reaksiyon olarak da değerlendirilebilir. STOCKHOLM SENDROMU TRAVMATİK BAĞLANMA Travmatik Bağlanma Nasıl Oluşur ve Güçlenir? Şiddet ve şiddet tehditleri. Şiddet içerikli ile iyi davranma arasında gidip gelerek değişen tutarsız davranışlar bağlanmayı arttırır. Eğer uygunsuz bir düşünceye sahip olurlarsa istismarcının bunu anlayıp daha şiddetli öç alacağı düşüncesi. Izolasyon bağlanmayı arttırır. Utanç ve stigmatizasyon korkuları özellikle tecavüz, ensest, seks işçiliğiyle ilgili TRAVMATİK BAĞLANMANIN BELİRTİLERİ - PTSB semptomları - Ufak bir iyiliğe karşı bile çok yoğun minnet duyguları - Şiddeti ve şiddet tehdidini inkar - Rasyonalizasyon - İstimarcıya ve kendine olan öfkenin reddi - Kötüye kullanımı önlemeye yönelik güce sahip olduğuna yönelik bir inanç - Durumdan ve istismardan ötürü kendi kendini suçlama eğilimi - İstismarcının ihtiyaçlarına aşırı duyarlılık - İstismarcı şiddet davranışını azaltsın diye onu memnun etme çabaları - Dünyayı istismarcının perspektifinden değerlendirme, kendine ait bakış açısını kaybetme - Kendini de istismarcının bakış açısıyla değerlendirme - İstismarcıyı iyi biri olarak değerlendirme ya da onu da kurban olarak görme - Hayatta kaldığı için ve onu öldürmediği için istismarcıya minnet duyguları besleme LİMA SENDROMU Stockholm sendromunun tersi olarak adlandırılır. Stockholm sendromu ile aynı koşullarda meydana gelir ve rehin alan kişiler kurbanlarına bağlılık hissederler. 1996′da Peru’nun Lima kentinde gerçekleşen Japon elçiliği rehine krizinin ardından bu adı almıştır. Çeşitli ülkelerden diplomat, asker ve iş adamlarının bulunduğu partiyi basan 14 gerilla yüzlerce kişiyi rehin aldı. 4 ay süren krizde militanlar rehinelerin ihtiyaçlarını karşıladı, sevecen davrandı ve çoğunu salıverdi… MEDYA ÖRNEKLERİ - George Orwell 1984 isimli romanını 1949 yılında yazmıştı ve kitapta Winston karakterlerinin, kendisine işkence yapan kişiye aşık olduğunu anlatmaktaydı. - İlk çekimi 1933 yılında yapılmış olan King Kong filminde de, canavara kurban edilmek üzere olan sarışın kız King Kong tarafından kurtarılır, kız da onu sever… - Celladına aşık olan köle - A life less ordinary filminden karaler - They weren t bad people they let me eat, they let me sleep, they gave me my life, a hostage from flight 847 - Costa Gavras’ın Mad City filmi, - Güzel ve Çirkin Beauty and the Beast filmi - Terence Stamp’ın oynadığı The Collector, - Woody Allen’in Sleeper, - Sidney Lumet’nin Dog Day Afternoon, - Nick Cassavetes’in John Q filmi, - David Hackl’ın Saw Testere filmi - Samuel ve Kevin Spacey basrollü “The Negotiator“ filmi - Stockholm Sendromunun örneklendiği öyküleri olan başka yapımlardır… Türk Sinemasındaki örnekleri için; - Gırgır ali, Cüneyt Arkın-Hülya Koçyiğit - Seni seviyorum, Yaşar Alptekin, Melike Zobu - Fırtına, Kadir İnanır, Harika Değirmenci - Deniz Yıldızı, Kenan Kalav, Gülben Ergen Stockholm Sendromu Nedir? Stockholm Sendromu, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde meydana gelen, duygusal manada sempati ve empati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan bir kavramdır. Stockholm Sendromu adı nereden gelmektedir? Stockholm Sendromu olarak Psikiyatr Nils Bejerot tarafından adlandırılan bu hastalık adını ilk defa 1973 senesinde İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşanan bir vakadan almıştır. İsveç’in başkenti Stockholm’da yaşanan vakada, banka soyguncusu tarafından altı gün süresince rehin tutulan bir kadın, soyguncuya duygusal olarak bağlanır. Serbest kaldığında ise soyguncuyu savunmakla kalmaz, nişanlısını da terk ederek kendini rehin alan banka soyguncusunun mapustan çıkmasını bekler. Bu vakadan sonra psikolojide benzer rehine-rehinci arasındaki olaylarda yakınlaşmaları yorumlamak için kullanılan bir deyim durumuna gelmiştir. Rehine olan kişilerin rehin alan kişiye karşı empati beslemesi durumu Stockholm sendromu nedir sorusuna iyi bir cevaptır. Psikolojinin en yaygın terimlerinden biri olan Stockholm sendromu film ve kitaplara da konu olmuştur. Stockholm sendromuna nedir ve Stockholm sendromu ne değildir sorusunu sorarak gereken cevapları bulabilirsiniz. Oldukça farklı bir ruhsal durum olan bu sendromu ilk etapta çok net anlayamayabilirsiniz. Her ne kadar mantık dışı bir durum gibi gözükse de bu sendromdan mustarip olan pek çok kişi sendromu tedavisi de kişilerin istekleri doğrultusunda mümkün ve zorlu bir süreçtir. Bu süreçte sendroma sahip kişilerin yanında olmak ve uzman hekimlerden faydalanmak mantıklı olacaktır. Bu durumu daha iyi kavrayabilmek için yazımızı okuyabilir ve sendrom hakkında gereken bilgileri edinebilirsiniz. Aynı zamanda yazımızın sonundaki Stockholm sendromu film seçkisinden de faydalanarak sendrom hakkında genel bir kanıya Sendromu Nedir?Stockholm Sendromunun NedenleriStockholm Sendromunun Belirtileri Nelerdir?Stockholm Sendromu TedavisiStockholm Sendromunun Tam Tersi Lima SendromuStockholm Sendromu Temalı FilmlerStockholm Sendromu Nedir?Rehine olarak tutulan kişi ya da kişilerin kendilerini rehin alan kişiye karşı empati duyması durumuna Stockholm sendromu adı veriliyor. Bu sendroma göre rehine konumundaki kişi, rehin alan kişiye yardımcı olabiliyor ve onunla duygusal bağ kurabiliyor. Duygusal bağdan kasıt her zaman romantik bir ilişki olmasa da kimi zamanlarda durum aşka doğru da ilerlemesi ile rehine konumundaki kişi, kendisine üzen ve tehlikeye sokan durumlara alışabiliyor. Kimi zamanlarda rehin alan kişiye de bu konuda yardımcı olabiliyor. Stockholm sendromu nedir sorusuna cevap olarak da yukarıdaki durumların bir arada gözlemlenmesi verilebiliyor. Elbette bu sendromun kimi zaman daha farklı yaklaşımları da Sendromunun Nedenleri sendromu nedir sorusunun cevabı olarak bu sendromun nedenleri ve gelişim süreci de gösterilebiliyor. Buna göre rehine konumundaki kişilerin hayatta kalma içgüdüleri sendromun ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Rehin alan kişi ile uzlaşı halinde olmak ve ona yakınlık göstermek hayati tehlike durumunu ortadan kaldırabiliyor. Dolayısıyla bu süreçte kurban ve rehin alan kişi arasında duygusal bir bağ olan kişilerin hareketleri sınırlandırılmıştır. Kişi, zamanla bu durumdan asla kurtulamayacağını düşünmeye başlar ve durumu kabullenme yolunu seçer. Rehin alan kişinin kurbana yönelik iyi tavırları da kurban tarafından içselleştirilir ve duygusal bağ bu sayede kuvvetlenir. Bir süre sonra kurban rehin alan kişiden ayrılamaz hale gelir. Onun tavırlarına yönelik büyük bir empati duygusu geliştirir ve hatta ona yardımcı olmaya başlar. Yani yukarıda da belirtildiği gibi pes etme ve hayata tutunma isteği kurbanın sendroma yakalanmasına neden olmaktadır. Ayrıca çocuk, kadın veya yetişkine aile içi baskı, aile içi şiddet ve bunlar gibi diğer konularda da Stockholm sendromuna Sendromunun Belirtileri Nelerdir?Stockholm sendromu nedir sorusuna cevap olarak sendromun başlıca belirtileri de gösterilebiliyor. Sendromun başlıca belirtileri arasında kurbanların kendilerine rehin alan kişilere minnet duyması yer alıyor. Bu durumda kurban tarafından saldırganın ve rehin alan kişinin kötü biri olduğu reddediliyor. Kurbanda kendisine yapılan en küçük iyiliğe bile karşı büyük bir minnet duygusu ortaya çıkıyor. Öyle ki kurban, zamanla kendine ait rasyonel bakış açısını tamamen kaybederek saldırganın bakış açısına sahip olmaya tarafından rehin alan kişinin ihtiyaçlarına özen gösteriliyor ve ihtiyaçları bizzat kurban tarafından karşılanmaya çalışılıyor. Bu durum kurbanın istismara uğramasına da neden olabiliyor. Kurban, saldırganın kendisine iyi davranması için tüm talepleri düşünmeksizin ve yargılamadan kabul bu belirtiler Stockholm sendromunun başlıca belirtileri arasında yer alıyor. Kimi durumlarda kurbanın kurtulduktan sonra dahi saldırgana geri dönem isteği ortaya çıkabiliyor. Bazı durumlarda da kurban tarafından saldırgan kişiye yönelik aşk gibi romantik duygular beslenebiliyor. İşte Stockholm sendromuna nedir ve ne değildir sorularının cevapları da bu belirtiler çerçevesinde Sendromu TedavisiStockholm sendromu tedavisi, genellikle psikoterapi seansları ile gerçekleştirilebiliyor. Bu tedaviler sürecinde kişiye saldırganın aslında düşündüğü gibi biri olmadığı anlatılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda saldırgana duyulan empatinin ve duyguların en aza indirilmesi de amaçlanıyor. Sendromdan mustarip olan kişiye rasyonel bakış açısının yeniden kazandırılması terapisi yöntemiyle de kurbanın esaret durumundan en az şekilde etkilenmesi amaçlanıyor. Bu durumda kişi, öncelikle tüm durum ile yüzleşmek durumunda kalabiliyor. Bu da travma sürecinin başlamasına neden olabiliyor. Terapi sayesinde post travmatik süreç mümkün olduğunca yumuşak atlatılmaya çalışılıyor. Kimi durumlarda sendromdan kurtulmak ve duygusal olarak daha iyi hissetmek adına ilaç tedavisi de Sendromunun Tam Tersi Lima SendromuStockholm sendromu nedir sorusuna gereken cevapları yukarıdaki başlıklarda sizlere sunduk. Şimdi de yine Stockholm sendromu ile alakalı fakat bu durumun tam tersi olan bir süreçten bahsedeceğiz. Lima sendromu olarak adlandırılan bu durum Stockholm sendromu tersi olarak sendromunda rehin alan kişi ya da kişiler kurbanlarına fazlasıyla bağlanabiliyorlar. Kurbanlarının ihtiyaçlarına önem veren saldırganlar onlarla birlikte rehin alınmış gibi hissedebiliyorlar. İlk olarak Peru’nun Lima kentinde yaşanan bir durum ile gözlemlenen Lima sendromunda saldırganlar kurbanları ile fazlasıyla yakından Sendromu Temalı Filmler sendromu film ve kitaplara sıklıkla yansıyan bir ruhsal bozukluktur. Özellikle de sinemada Stockholm sendromu temalı başarılı filmlere rastlamak oldukça mümkündür. Hem Hollywood sinemasında hem de Yeşilçam’da bu sendromu yakından işleyen başarılı örnekleri for Vendetta 2005 – IMDb Puanı ise ’66 1998 – IMDb Puanı In Time 2011 – IMDb Puanı The Last Samurai 2003 – IMDb Puanı Day Afternoon 1975 – IMDb Puanı Boncuk 1974 – IMDb Puanı 1989 – IMDb Puanı and the Beast 2017 – IMDb Puanı Son zamanlarda Müge Anlı’nın programında meydana gelen Palu ailesinden sonra ortaya atılan “stockholm sendromunun” ne olduğunu biliyor musunuz? Dizilere de konu olan ve kişinin ruhsal dengesini bozan bu sendrom hakkında bilinmeyenleri sizler için araştırdık. Peki Stockholm sendromu nedir? Stockholm sendromu belirtileri nelerdir? İlk ne zaman ortaya çıktı? Tüm soruların yanıtı haberin detayında… Baskı altında olan kişinin bir süre sonra kendisine baskı uygulayan kişiye duymaya başladığı hayranlığa stockholm sendromu denir. Suçlu, baskı yaptığı kişiye hem iyi hem kötü davranarak etkisi altına alır. Zamanla baskı altındaki kişinin ona sevgi ve saygı duyması ile sonuçlanır. Suçlu böylece haklı konumuna girer. Bu konuda uzmanların yaptığı bazı araştırmalarda baskı altındaki kişinin kendisine işkence eden kişiye duygusal bağla bağlandığı gözlemlenmiştir. Uzmanlar bu durumun yaşanmasındaki en büyük etkenin beyinin tehlikeye karşı koruma kalkanı oluştururken ortaya çıkan teslimiyet duygusundan kaynaklanıyor olabileceğini vurguluyor. Aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi ile de çıkabilir. Bu durum yaş grubuna ve cinsiyete göre değişir. Küçük yaşta bir kişinin bu durumla karşı karşıya kalması daha korkunç boyutlanır. Küçük yaşta birinin bir kişiye bağlanması ve durumu kabullenmesi daha kolay sanılır. Ancak bu tam tersi bir durumdur. Bir çocuğun zihnini ele geçirmek sanıldığı kadar kolay değildir. Her şeyi sorgulama çağında olduğundan içinde olduğu durumu kolay kolay kabul etmez. Bu da baskı uygulayan kişinin şiddetini artırır. STOCKHOLM SENDROMUNUN ORTAYA ÇIKMASINA NEDEN OLAN DURUMLAR! Yetişkinlerde bu durum ise daha farklıdır. Erkeklere oranla kadınlar bu durumu daha kolay kabullenir. Hayattaki tek bağlantısının o olduğunu düşünür. Sendrom en çok aile içi şiddette, taciz ya da tecavüz olaylarında ve hapishaneye giren kişilerde ortaya çıkar. Uzmanlar bu kişilerin sendromu yaşamasının iç dünyalarındaki eksikliklerin ve travmaların da neden olabileceğini bu sendromu işleyen dizi izlenme rekoru kıran La Casa De Papel oldu. Ayrıca Dünya sinemasında da bazı filmlerde bu sendrom konu edindi. V For Vendetta adlı filmde tutsak tutulan kızın bir süre sonra V’ye hayranlık duyması ve aslında kendisini koruduğunu düşünmesi sonucu sendromu yaşar. Yapılan bir diğer araştırmada aşk duygusunun da bir süre sonra bu sendromu tetiklediği ve aşık olan kişinin kendisini diğer kişiye ait hissetmesi ile başladığı tespit edilmiştir. Bu sendrom ilk olarak 1973 yılında İsveç’te gerçekleşen bir banka soygunu sırasında meydana gelmiş. Bankayı soymaya giden kişilerin rehin aldığı kişilere iyi davranması ancak polisin onları kurtarmaya çalıştığı sırada uyguladığı durumları ise rehin kişilerin kötü algılaması ile sendrom tetiklenmiş. Olay bitiminde rehin alınan kişiler soyguncuların aleyhine tek bir şikayette bile bulunmamıştır. STOCKHOLM SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR? – Küçük bir iyilik karşısında bile hemen minnet duyması – Suçlunun yaptığı kötülük karşısında kendini suçlu hissetme – Sürekli olarak suçluyu düşünme – Kendisine baskı yapan kişiyi iyi düşünme ve üzülme – Yaşadığı şiddet ve baskıyı kabul etmeme – Suçlunun gözünden her şeye bakılması gibi belirtilerle kendini gösterir. STOCKHOLM SENDROMUNUN TEDAVİSİ VAR MIDIR? Uzmanlara göre tedavisinin oldukça zor bir süreci vardır. Çünkü şiddet altında kalan kişinin artık olayı kabul etmesi psikolojik bir durum oluşmasına yol açar. Bu yüzden hasta uzun süre terapi tedavisi görür. Bu süreçte aslında suçlunun suçlu olduğu kendisinin mağdur olduğu kabul ettirilmeye çalışılır. Hatırlatma ve yaşadıklarının şiddet olduğunu gösterecek kanıtlar sunulur. Hasta hem ikna edilir hem de tedavi edilmeye çalışılır. Bu durumda en önemli durum ise kişinin öz güveninin kazanmasını sağlamaktır. haber platformu ile güncel ve yeniliklerden haberdar ol! Yazı dolaşımı

stockholm sendromu ile ilgili kitaplar