Kavram 1 İSTİÂZE "Kur'an'a başlamak için şeytanı taşlamak ve şerden uzaklaşmak" İstiâze; Anlam ve Mâhiyeti Kur’an ve İstiâze Şeytandan Kurtuluş, Allah'a Sığınmakla Sağlanır Sığınan, Kendisine Sığınılan ve Kendisinden Sığınılan Şeytanın İbâdetlere Tasallutu ve Şeytanı Kaçıran Şey Günümüzde İstiaze Anlayışı Allah'a Sığınma Tarzı Nasıl Olmalı?
RamazanGecelerinin İhyası ve Teravih. Ramazan ayi, Allah’in kullarina ihsan ettigi önemli bir aydir. Faziletiyle ilgili yazilmis ve söylenmis çok söz vardir. Ama ne olursa olsun asil olan yasanmasidir. Aksi taktirde bildigini yasamayan insan konumuna düsülür ki,bu da Islâm’in kabul etmedigi bir gerçektir.
Sual Bir sünneti işlerken mekruh işlemek zorunda kalan veya bir farzı işlerken haram işlemek zorunda kalan ne yapar? CEVAP Mekruh işlememek için sünnet, haram işlememek için farz tehir veya terk edilir. Çünkü günahtan kaçınmak, ibadet yapmaktan önce gelir. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından
Bunungerisinde artık hardal tanesi kadar iman yoktur.” (Müslim, Îmân, 80) Bu sebeple Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in hadîs-i şerîfleri ve Sünnet-i Seniyyesi ile alâkalı çalışmalara ağırlık vermek îcâb eder. Biz de İmâm Buhârî’nin Sahîh isimli eserinin muhtasarı olan Tecrîd-
iyidavranışlar, âhiret hayatı için bir fayda sağlamayacaktır: “Allah, sırf kendi rızası için yapılmayan hiçbir ameli kabul etmeyecektir.” 34 Dolayısıyla. Allah'ın rızası bulunmayan amel de salih görülmeyecektir. Peygamber-i Zîşân Efendimiz, Allah için değil de, başka varlıklar için çalışanlara âhiret.
İnsanın yaradılış gayesini kulluk olarak ortaya koyuyor Kur’an. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım Zariyat suresi 56 Kulluk için de ilk şart olarak iman gerekiyor. İman olmadıktan sonra aşağıda tafsilatını vereceğim Salih amel kavramına uygun ne kadar iş, eylem, söz üretilir, ne kadar insanlara faydalı olunursa olunsun Allah indinde
rAeb. Cevap İman, ibadet, ihlas, sünnet ve amel kavramlarının anlamları sorusunun cevabıİman ;Hz. Peygamber’i, Allah Teâlâ’dan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerde zarûrât-ı dîniyye tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmak Allah`ın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçmak, Onun rızasına uygun hareket etmek Allah'a tam anlamıyla bağlı olarak ibadetleri yerine getirmek, şirkten uzak bir şekilde Allah'a teslim olmak Hz. Peygamber'in devamlı olarak yaptığı ve bir mazeret olmaksızın terketmediği şeydir. Hz. Peygamber'in farz ve vacip olmayarak yaptığı ve bize emrettiği niyetli davranış, bir maksada bağlı olarak yapılan fiildir.
İman ve İslam arasındaki ilişki nedir? İman ve İslam kavramlarının anlamı...İman ve İslam birdir. İman ve İslam ilişkisi kısaca... İman Nedir? Îmân, lügatta; “tasdik”tir. Yani bir kimseyi verdiği haberde doğrulamak, onun doğru söylediğini kabul etmektir. Terim olarak ise; “Hz. Peygamberin Allah tarafından getirdiklerinin doğru olduğunu kabul etmektir.”[1] İslam Nedir? İslâm ise lügatta; “boyun eğmek ve itâat etmek”; terim olarak da; “Allah’ın ulûhiyetini kabul edip boyun eğmek” anlamındadır. Lügat yönünden aralarında fark var ise de hüküm yönünden fark yoktur, ikisi de aynı anlamdadır.[2] Îmânsız İslâm, İslâmsız îmân olmaz. Bu ikisi içle dış gibidir.[3] Îmânla İslâm birdir. Bir kimsenin mü’min olup Müslüman olmaması; Müslüman olup mü’min olmaması mümkün değildir.[4] İMAN VE İSLAM İLE İLGİLİ AYETLER Îmân ve İslâmın aynı olduğuna şu âyetler delâlet etmektedir “Mûsâ dedi Ey kavmim! Eğer siz gerçekten Allah’a îmân ettiyseniz, O’na ihlâs ile teslim olmuş Müslümanlar iseniz artık, ancak O’na güvenip dayanın!»” Yûnus, 10/84 “Onlar İslâm’a girdiklerini senin başına kakıyorlar. Onlara de ki Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bilakis sizi îmâna muvaffak ettiği için Allah size minnet eder, eğer siz İnandık» demenizde sâdıklar iseniz.»” Hucurât, 49/17 “Derken orada mü’minlerden kim varsa çıkardık. Fakat orada Müslümanlardan bir ev halkından başkasını da bulamadık.” Zâriyât, 51/35-36 “Sen âyetlerimize îmân edecek kimselerden başkasına söz dinletemezsin. İşte Müslüman olanlar onlardır.” Neml, 27/81 Bu âyetlerde îmân, İslâm yerine; İslâm, îmân yerine; mü’min, müslim yerine; müslim, mü’min yerine kullanılmıştır.[5] İSLAM’IN 5 ŞARTI Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur “İslâm, beş temel üzerine kurulmuştur Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Beytullâh’ı haccetmek ve Ramazan orucu tutmak.”[6] İMANIN ŞARTLARI Bir defasında Hz. Peygamber ashâba “Îmân nedir? Bilir misiniz?” diye sormuş, ashâb; “Allah ve Resûlü bilir” deyince, şöyle buyurmuştur “Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucu tutmak ve ganîmetin beşte birini vermektir.”[7] Görüldüğü gibi Hz. Peygamber îmân ve İslâm’ı târif ederken aynı şeyleri söyleyerek bu ikisinin aynı olduğunu bildirmiştir.[8] Yine Hz. Peygamber bir defasında; “Cennete ancak mü’min olan girecektir”[9] buyurmuş, bir defasında da; “Cennete ancak Müslüman olan girecektir”[10] buyurmuştur. Bu hadîs-i şerifler de mü’min ve Müslümanın aynı olduğunu gösterir. İSLAM KAVRAMI “İslâm” kelimesi, her zaman “îmân” karşılığında kullanılmaz. Bazan “din” anlamında kullanılır. Meselâ şu âyetlerde olduğu gibi; “Allah nezdinde hak din, İslâmdır.” Âl-i İmrân, 3/19 “Sizin için din olarak İslâm’ı beğendim!” Mâide, 5/3 Bazan islâm, kalpte tasdik olmadan zâhirî kabûle denir ki bu, kelimenin lügat anlamına göredir. Şu âyet bu mânâdaki kullanılışa örnektir “Bedevîler Îmân ettik» dediler. De ki Siz îmân etmediniz, ama, bari Müslüman olduk, deyin! Îmân, henüz sizin kalplerinize girmemiştir.»” Hucurât, 49/14 Buradaki “İslâm”dan maksad, “zâhirî teslim olma, Müslüman gözükme”dir.[11] Bir kimse içten Allah’a inanmadığı hâlde dıştan teslim Müslüman olmuş gözükebilir, ibâdet edebilir. Bu, münâfıklıktır. Bazen de islâm, amel ve ibâdet anlamında kullanılabilir ki buna yukarıda zikrettiğimiz “İslâmın beş temel üzerine kurulduğunu” bildiren hadîs-i şerif misâldir.[12] Yine Hz. Peygamber “Cibrîl Hadisi” diye meşhur olan hadiste İslâm’ı “Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı kılman, zekatı vermen, Ramazan orucunu tutman ve yoluna gücün yeterse Beytullah’ı haccetmendir” şeklinde, îmânı da “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe ve kadere; hayrına, şerrine inanmandır”[13] şeklinde târif ederek islâmı zâhirî amellere, îmânı da bâtınî itikâda kalp inancına isim olarak vermiştir ki bu hadis, îmânın bir kalp ve gönül işi; islâmın da kalple tasdik edilen şeylerin dil ile ikrârı ve amel ile ızhârı olduğunu gösterir. Cibrîl hadisinden anlaşılan şudur Îmân, inanılacak hususlara inanmak; İslâm da hem inanmak ve hem de inancının gereği olan amel ve ibâdette bulunmaktır. Dipnotlar [1] Râğıb, Müfredât, 26; İbn Manzûr, Lisânu’l-arab, I,107; Pezdevî, Usûlu’d-dîn, s. 151; Râzî, Muhassal, s. 237; Kâdî Beydâvî, Tavâliu’l-envâr, s. 464. [2] Sâbûnî, s. 91. [3] Ebû Hanîfe, s. 6. [4] Mâtürîdî, Tevhid, 394. [5] Mâtürîdî, Tevhid, 396; Nesefî, Tabsıra, II,425-430. [6] Buhârî, Îmân, 1, 2; Müslim, Îmân, 19-22; Tirmizî, Îmân, 3; Nesâî, Îmân, 13; Ahmed Hanbel, II,26. [7] Müslim, Îmân, 24. [8] Taftâzânî, Şerhu’l-Akâid, 161; Ali el-Kârî, s. 250. [9] Buhârî, Kader, 5; Müslim, Sıyâm, 143; Tirmizî, Tefsîru Sûre 9/6; Nesâî, Îmân, 7; Dârimî, Savm, 48. [10] Ahmed b. Hanbel, IV, 89, 90. [11] Taftâzânî, Şerhu’l-Akâid, 161. [12] Taftâzânî, s. 161. [13] Buhârî, Îmân, 37; Müslim, Îmân, 1; Ebû Dâvûd, Sünnet,15. Kaynak Prof Dr. Mehmet Bulut, Delilleriyle İslam Akaidi, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Cevap Iman, ibadet,ihlas ,sünnet ve amel kavramlarının anlamlarıİman ;Hz. Peygamber’i, Allah Teâlâ’dan getirdiği kesin olarak bilinen hükümlerde zarûrât-ı dîniyye tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip bunların gerçek ve doğru olduğuna gönülden inanmak Allah`ın emirlerini yapıp, yasaklarından kaçmak, Onun rızasına uygun hareket etmek Allah'a tam anlamıyla bağlı olarak ibadetleri yerine getirmek, şirkten uzak bir şekilde Allah'a teslim olmak Hz. Peygamber'in devamlı olarak yaptığı ve bir mazeret olmaksızın terketmediği şeydir. Hz. Peygamber'in farz ve vacip olmayarak yaptığı ve bize emrettiği niyetli davranış, bir maksada bağlı olarak yapılan fiildir.
iman ibadet ihlas sünnet ve amel kavramlarının anlamları