rg4Fq45. Ana Sayfa Faydalı Bilgiler Horlama Nedenleri Horlama Ameliyatı Nedir Ve Nasıl Yapılır? Horlama ve uyku apnesi toplumumuzu derinden etkileyen bir hastalıktır. Aslında çoğu kişi horlamanın bir hastalık olduğunu düşünmez, rahatsız edici bir gürültü olarak tarif eder veya uyku apnesi olan kişilerin çoğu gün içerisinde yaşadıkları yorgunluğun, boynun terlemesinin veya gün içinde sinirli olmasının hastalığın semptomları olduğunu bilmez. Yeteri kadar farkındalık ve bilinç oluşmadığı için çoğu kişi tedavi olamamaktadır. Peki toplumumuzu %30 lar kadar etkileyen bu hastalıkların tedavisi nasıl yapılır?3 adet yöntem vardır. Kulak Burun Boğaz Uzmanlarının yaptığı bir takım cerrahi müdahaleler, CPAP maskesi ve horlama protezi ile tedavidir. Horlama ameliyatı nasıl yapılır? Horlama ve uyku apnesi zorlayıcı bir hastalıktır. Günün ortalama 8 saati maruz kalındığı düşünülürse bir çok araştırmacının neden bu konuda çalıştığını anlamak zor olmaz. İnsanlar genellikle bir hastalık karşısında beklentileri bir uygulama yapılsın ve tamamen geçsin ileride herhangi bir tedaviye ihtiyaç kalmasın yönündedir. Cerrahi müdahaleler ameliyatlar teorikte bu isteğe cevap vermektedir fakat klinik olarak bakıldığında ise tek başlarına başarılı olma ihtimalleri çok sınırlıdır. Ayrıca kişinin ameliyat olabilmesi için asgari sağlık koşullarının yeterli olması gerekir. Kontrolsüz diyabet veya kalp rahatsızlıklar ameliyat yapılmasını zorlaştırır. Uyku apnesi olan kişilerin genelde kilo problemi olması ve buna bağlı olarak bu tür hastalıkların görülmesini neden olur. Bunun dışında kilo problemi olan birisinin zayıflamadan ameliyat yapılması başarı şansını neredeyse sıfıra uygun olan vakalarda ne tür horlama ameliyatları yapılmaktadır. Horlama Ameliyatı Türleri Burun nazal ameliyatları Burun yolunda olan tıkanıklığın horlama ve uyku apnesine olan katkısı nedeniyle yapılır. Bunları deviasyonun hava yolunda eğrilik düzeltilmesi ve açılması, burun konkaların burundaki etlerin radyofrekans ile yakılarak küçültülmesidir. Burundan nefes almak uyku kalitesini artırır. Bu yapılan operasyonların tamamen etkisi 3-6 ay sonra ortaya çıkmaktadır. Bu operasyonları aslında sadece uyku kalitesi için gün içindeki yaşam kalitemiz için de düşünmeliyiz. Sürekli ağzından nefes alınmasına bağlı olarak akciğerler normalden daha fazla büyürler ve kalbe baskı yaparak da pulmoner hipertansiyona da neden olurlar. Doğru teşhis için kulak burun boğaz muayenesi gerekmektedir. Konkaların sürekli şiş olma durumunda alerjik etkileri de düşünmek gerekir. Eğer böyle bir durum varsa alerji tedavisi de yapılması gerekir. Bununla birlikte horlama ve uyku apnesinin yutak bölgesinde meydana geldiği düşünüldüğünde bu operasyonların hastalığı azaltıcı etkisi çok azdır. Yumuşak damak ve küçük dile yapılan ameliyatlar Horlama ve uyku apnesinin temelinde uyku sırasında yutak bölgesindeki dokuların hava yolunu tıkması vardır. Buradaki dokular küçük dil, yumuşak damak ve dil köküdür. Cerrahi müdahaleler ile buradaki dokuların bir kısmı çıkartılarak hava yolunun açılması sağlanır. Lazer veya radyo frekans yöntemleriyle uvulapalatofaringoplasti, UUUP bu sarkmış, gevşemiş dokuların bir kısmı çıkartılır. Bu ameliyatların üç ana komplikasyonu vardır. Bunlar fazla doku çıkartılmasına bağlı olarak sesin incelmesi ve yediklerin burna kaçması; yetersiz cerrahi ve nazofaringeal stenozdur. Ayrıca bu operasyonların başarı oranı oldukça düşüktür ve nüks ihtimali vardır. Ameliyat sonrası ise oldukça ağrılı olmaktadır. Alt çenenin ileriye doğru kaydırılması ortognatik cerrahi Özellikle alt çenenin doğumsal olarak küçük ve geride olduğu durumlarda uygulanır. Alt çene cerrahi olarak üçe kırılır ve çene öne doğru konumlandırılır. Bu operasyon ile dil kökü de öne doğru gelerek hava yolu açılır. Oldukça etkili ve başarılıdır. Fakat iyileşme süreci yaklaşık 45 gün kadar sürmektedir. Hastalar bu süre zarfında pipet ile beslenmektedir ve hasta açısından problem yaratabilir. Dil ve dil kökü ameliyatı Bu operasyonlarda amaçlanan dil kökünün öne doğru çekilmesidir. Yapılması zor bir operasyondur, iyileşme süreci hasta açısından sıkıntılıdır. Kilo problemi olan hastalarda yapılması uygun değildir. Öncelikle yapılması gereken bir diyet programı ile hastanın kilo verilmesini müdahaleler ve ameliyatların amacı tek seferde tedavi olmasının amaçlanmasıdır. Fakat ne yazık ki bu çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Ameliyat ise bazen başlı başına bir risk olabilmektedir. Diğer bir alternatif tedavi yöntemi olan horlama protezi, ameliyata göre daha etkili ve daha acısızdır.
Yaşadıklarımız, olası tedavi yöntemleri, sıkıntılarımız ve önerilerimizi burada paylaşıp, birbirimize yardımcı olalım arkadaşlar. kilo vermeye ve gunluk egzersiz yapmaya calisin cihaz iyilestirici ozelligi yok ameliyat ters tepip apnenin buyumesine yol acabilir o yuzden en ustte yazdigimi yapmaya calisin, mumkun mertebe Teşekkür ederim dikkate alıcam önerinizi. Arkadaşlar uyku apnesiyle ilgili başından herhangi bir ameliyat geçen var mı? Benim sonuçlarım çok yüksek AHİ endeksim 34, en uzun apne süresi 54 sn, ortalama apne süresi ise 25 sn. Obstrüktif Uyku Apne Sendromu teşhisi konuldu. Gittiğim doktorların bazıları ameliyat olamayacağımı, son gittiğim prof ise küçük dil, yumuşak damak ve burun etleri ameliyatıyla apnelerimin azalacağını söyledi, yüzde 65-70 oranında. Ameliyat sonrası 10-12 gün sancılı geçiyormuş. CBAP -BİPAP cihaz kullanımı sadece günü kurtarmaya yönelik olduğu için tercih etmiyorum, kesin çözüm istiyorum. Ama internetten bu konuyla ilgili çok az bilgi, paylaşım var, bazıları ameliyat tavsiye ediyor, bazıları hiç etmiyor. O yüzden kararsızım. Ameliyat vs, tecrübesi olan arkadaşlar tecrübelerini paylaşırsa çok sevinirim, bu çok ciddi bir konu, bu değerlere sahip kişiler hayati risk taşıyor... valla arkadasim yaniltmak gibi olmasin ama biz amaliyat olmaktan vazgectik. cunku tekrar sisip sarkma riski var. ayrica cok aci veriyor, oyle boyle degil, pesin soyleyeyim yine de sen doktorlara danis, 1 doktorla yetinme, iyice detaylarini ogren derim ameliyatı ben de düşünmüyordum ama robotik cerrahiyle yapılan ameliyatlar daha başarılı oluyormuş, ayrıca ameliyat sonrası da daha az sancılı geçiyormuş, ama tekrar şişme sarkma riski varmı bilmiyorum. 3 doktora gittim 1si ameliyat olamazsın dedi, diğer 2 prof olmalısın dedi, tavsiye ediceğiniz doktor varsa memnun olurum Benimde bir arkadaşım var. Doktora gitti ameliyat demiş. Burunda et, bademcik, küçük dil'in yarısı ve alt damakta sarkma. Yani dört operasyon birden. Sonra başka doktora gitmiş. Burunda ki et ve bademcikler küçük almaya gerek yok. Alt damakta ki sarkma fazla değil. Küçük dili kesmeye gerek yok. Sigarayı bırakın ve 15 kg verin. Arkadaşım 95 kg. Yani tek doktorla kalmayın. biz adana baskent hastanesi doktorlarina gitmistik. Ancak yari ozel hastane oldugu icin ameliyat etmek isteyeceklerdir, sizde razi olursaniz tabi. O yuzden doktor oneremiyorum. Ama gozukmek isterseniz o ayri. Acikcasi uyku apnesi zor bir rahatsizlik. Biz doktorlarin ve sizin isinize karisamayiz. Eger sizin icin ameliyat olmak sart ise olacaksiniz. Ama biz tercih etmedik. . Aradabir konuyu up.. `layin. eger ameliyat olmus biri varsa gorur ve yazar o zaman. "up" yapmayi biliyorsunuz degil mi? Zor bir hastalık. Allah hepimize sabır ve şifa versin. Umarım gün gelir kalıcı bir çözüm bulunur. Cihaz'la uyunmuyor. Ameliyatlık bi durumum yok. İki ucu kirli değnek. valla bugüne kadar 4 doktora gittim 3 kbb prof + 1 göğüs hastalıkları doç. doktor. Sadece göğüs hastalıkları ameliyat tavsiye etmedi, diğer bütün doktorlar ameliyat diyor, 1 i devlet 2si özel hastane doktoru. Ameliyat olursam yüzde 70 düzelme sağlanır diyorlar, tabi ameliyat sonrasında da 10-15 kilo vermek gerekiyor Dil kökünü alt çene bağlayan yaklaşımlar var. Onların detaylarını da araştırabilirsnz, eğer çözüm bulamıyorsanız. benimde uyku testine girmem gerekiyo fakat özel hastaneler çok yüksek rakamlar söylüyor en uygun uyku testi nereyi tavsiye edersiniz biz tip fakultesinde girmistik, ancak rakamlari su an hatirlamiyorum testte iceri personel girip cikiyor, uykuda konusanlari, telefonla konusanlari hep dinliyorlar. Yanlislikla kameranin onunde soyunanlar gozukuyor falan yani, pek begenmemistim ortami Evde test yapmanin olanagi olsaydi cok iyi olurdu ben 2009 senesinde uyku apnesi olduğumu öğrendim cpap önerildi bana AHI 100 Cıkmıstı her gıttıgım doktor bu uyku testınde yanlıslık var dııp tekrar test aldı 5 test sonunda hepsının aynı olduguna karar verdık . 2009 senesınde nısanlıydım ve cpap kullanmak olum gıbı geldı bana evlenınce esım nasıl bakar dıye takıntı doktor gezdım cok arastırdım antalya medıkal park hastanesınde amelıyat oldum sonunda cok zor bı amelıyattı gercekten cok acılıydı sonuc olarak ben kılo veremedım duzgun bı sekılde ve amelıyat olmakla kaldım . amelıyatların bazı sonucları olabılıyor bunar yenı yenı son gıttıgım hastane ekol kbb hastanesı orada cem bey var uyku apnesınde uzman bı doktor kendısı amelıyatını yapan doktor cok ıyı yapmıs dıl kokune zarar vermemıs zarar verseydı cpap bıle kullanamaya bılırdın dedı bana suankı aklım olsa asla amelıyat olmazdım .sonuc olarak ne mı oldu 6 senedır bosu bosuna kendıme zarar verdım cpap kullanmayı red ederek uykusuzluk hırcınlık hıc bıseyden zevk almama baslıca yasadıklarım . oglum oldu allah hepınıze bagıslasın ınsallah onunla duzgun ılgılenememek onunla oynarken devamlı yorgun ve uykulu olmak sabrımın sonuydu ve cpap makınesı aldım 1 aydır kullanıyorum ve kendıme bu kadar haksızlık ettıgım ıcın her sabah uyandıgımda pısman daha once doktorlarımın lafını dınleseydım. Devilbiss autocpap kullanıyorum ve memnunun zaten pıyasada 3-4 marka var bu ısı gercekten hakkıyla yapan ufak tefek onemsız ayrıntının dısında bı fark da goremedım aralarında kararsızlar ıcın soyledım nemlendırıcı aparatını almadım bana cpap cıhazımı satan rafet abıde kullanıyormus ona sordum ızmırde nemlendırıcı pek faydasını gormedıgını once cıhazı aıp denememı agız kurulugum olursa nemlendırıcıyı ekleyebılecegımızı soledı ıyıkıde ole yapmısım ekstra para vermemıs oldum bu sekılde ben memnunum. Maske secımıne gelınce devılbiss standart içinden cıkan maskesını almadım .buradada kafamın dıkıne gıdıp Fisher paykel Pilairo burun yastıklı modelını aldım .cok guzel ve kullanıslı bı maske ama ben kullanamadım gece nasıl oldugunu anlamadan burnumdan cıkarıyorum 10 gun denedım benden kaynaklanan sebeplerden kullanamadım ama cpap cıhazına ıyıce alısınca tekrar kullanacagıma emınım . bana cpap satan abı allahtan cok ıyı bı ınsan cıktı sans ıste onun onerılerı tam nokta atısı aslında ama dınlersen tabı bana ılk olarak baska bı maske onermıstı ben burun yastıklı dıye ısrar ettım tabıkı mecbur sattı bana ama 10 gun sonunda kullanamıyınca onun onerısı olan aynı zamanda kendı de kullandıgı daha uygun fıytatlı ve kullanıslı olan fısher paykel eson nazal maskeyı aldım harıka bı maske Çok geçmiş olsun. Cihaz ve maskenin fiyatı ne kadar acaba? cpap kullanmadan once ve kullandıktan sonra ne gıbı degısıklıkler oluyor dıye cok arastırdım ınternet sıtelerınde ama hıc duzgun bı yazı bulamadım . cpap kullanmanızı doktor onerdıyse emın olun bı bıldıklerı var ondan onerıyolar .doktordan daha fazla bılıyormus gıbı dusunmeyın ben yaptım o hatayı cok pısmanım. maske evet kotu gozukuyor ama kullanmaya baslayınca su yorgunluk olayı gecmeye baslayınca makıneyı yapana ben ettım oradan bılıyorum bıldıgın tum duaları edıyosun uykusuzluk ole pıs bı meretkı ayakta uyuyordum artık devamlı yorgundum ıs yerınde devamlı uyuklamak ne demek bılıyormusunuz ekmegınden olmak demek ben kıyısından dondum allah kımseyı dusurmesın bu hastalıgın pencesıne ama dustuysenız kendınıze acımayı bırakın ve bır an once cpap cıhazını alın Devilbiss Otomatik Cpap Cihazı - Nemlendiricisiz ben bu cihazı 1800 liraya almıştım az bi indirimle şimdi liste fiyatı 1800 olmus daha uyguna alabilirsiniz izmirde alacak olan arkadaslara tavsiyede bulunabilirim bu arada maske ise F&P Pilairo™ Fisher & Paykel almıştım önce burun içine girenlerden gerçekten çok rahat bi maske kullanabilirsen 450 liraya aldım ben liste fiyatı 650 liraydı şu an FİSHER PAYKEL ESON NAZAL MASKE kullanıyorum çokta memnunum 280 liraya aldım . yanlız söle bi secenek daha var eger makine ve maskeyi ilk defa alıyorsanız cpap cihazının kutusunun içinden standart maske çıkıyor o maskeyi istemeyip üzerine cüzi bi miktar vererek eson maske alabilirsiniz bence cokta memnun kalırsınız zaten maskelerı deneyebiliyosunuz yuzunuze hangısı uygunsa onu tercıh edersınız devilbiss gerçekten iyi bi marka fiyat performans için Sayfaya Git Sayfa
Sağlıklı ve kaliteli yaşamın vazgeçilmezlerinden biri kaliteli uykudur. Bu nedenle uyku ile ilgili yaşanan problemler kişinin tüm hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle 40 yaş üstü erkeklerde daha sık görülen uyku apnesi hakkında doğru bilinen yanlışları Nöroloji Uzmanı Dr. Keriman Oğuz’dan öğrendik…Yanlış Uyku apnesi sadece horlamayla başlar. Doğru Horlama uyku bozukluğunun bir belirtisi olabilir; ancak her horlayan kişinin uyku apnesi problemi yaşadığı anlamına gelmez. Uyku apnesi yaşayan kişilerin gece boyunca yaklaşık 400 defa nefesleri durur. Bu durmalar 10-30 saniye sürer ve kişi uykusundan sıçrayarak kalkar, tekrar dalar. Bu uyku döngüsü kişinin fark etmese bile yorgun uyanmasına neden Uyku apnesi çok da ciddiye alınması gereken bir problem değildir!Doğru Uykudaki bu nefes kesilmeleri tedavi edilmediğinde kişi dikkat problemleri yaşayabilir; araba ve meslek kazaları, kalp krizi gibi ciddi problemlerle Uyku apnesi sadece yaşlılarda Uyku apnesi 40 yaş üstündeki kişilerde daha fazla görülmekle birlikte her yaştan insanda görülebilir bir hastalıktır. 40 yaş üstü, erkek ve kilolu kişilerde görülme oranı diğer kişilere göre daha fazladır. Genetik faktör de hastalığın görülme oranını artıran bir etkendir. Yanlış Alkol uykuya yardımcı Alkol sizi uyuşuk hale getirebilir; ancak ihtiyaç duyduğunuz kalitede uykuyu elde etmenize yardımcı olmaz. Alkol, boğazınızın arkasındaki kasları rahatlatır. Bu, solunum yolunun uyku apnesi olan insanlarda bloke edilmesini kolaylaştırır. Uyku hapları da aynı etkiye Uyku apnesi çocuklarda nadir görülür. Doğru Aksine çocuklarda daha sık görülür. Her 10 çocuktan 1’inde uyku apnesi görülmektedir. Çoğu durumda belirtiler hafiftir ve çocuğun büyümesini olumsuz yönde etkilemez. Fakat bazıları davranış ya da ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Yanlış Uyku apnesi kilo vermekle düzelir. Doğru Kilo vererek uyku apnesi semptomlarını daha iyi hale getirebilirsiniz. Ancak bu tamamen hastalıktan kurtulmanızı sağlamaz.
Güncel'Uyku apnesi sendromu olanların yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır'SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, "Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 saptanmaktadır." dedi Abone Ol Sağlık Bilimleri Üniversitesi SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Saime Füsun Domaç, hipertansiyon ve uyku apnesi vakaları arasında bağlantı olduğunu belirterek, "Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 saptanmaktadır. Uyku apnesi sendromu olanların ise yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır." dedi. Domaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uyku apnesi sendromunun uyku sırasında üst solunum yolunda kısmen veya tamamen daralmayla karakterize olan ve sık görülen bir hastalık olduğunu belirtti. Birçok hemodinamik ve metabolik bozukluğa yol açan hastalığın ciddi kardiyovasküler komplikasyonlarının da bulunduğunu aktaran Domaç, "Uyku apnesi sendromu olanlarda hipertansiyon, diyabet ve şişmanlık daha fazla görülmekte olup, kalp damar tıkanıklığı, kalp krizi ve inme için daha fazla risk taşımaktadırlar." diye konuştu. Domaç, uykuda görülen ani ölümlerin genellikle uyku sırasında solunumda meydana gelen durmalarla tetiklenen kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğini, gece kalp krizi geçiren kişilerde gündüz kalp krizi geçirenlere oranla uyku apnesi sendromunun 6 kat fazla görüldüğünün saptandığını söyledi. "Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 oranında saptanmaktadır" Domaç, şunları kaydetti "Hipertansiyon ve uyku apnesi arasında çift yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 30 oranında saptanmaktadır. Uyku apnesi sendromu olanların ise yaklaşık yarısında hipertansiyon hastalığı bulunmaktadır. Normal kişilerde sistemik kan basıncı uyku esnasında yüzde 20-23 oranında azalır ve uyanmayla birlikte normal günlük seviyesine döner. Uyku apnesi olan hastalarda ise gece uyku sırasında kan basıncında beklenen düşme olmaz. İlk başta geceleri uyku sırasında ortaya çıkan tansiyon yüksekliği zamanla gün içinde de görülmeye başlar ve hipertansiyon ortaya çıkar. Uyku apnesinin şiddetindeki artışla birlikte hipertansiyon gelişme riskinde de artış görülmektedir." Araştırmalarda uyku apnesi şiddetinin fazla olduğu kişilerde hipertansiyon gelişme riskinin 2 kat arttığının saptadığını ifade eden Domaç, hipertansiyonu olan kişilerde uyku apnesi ne kadar şiddetli ise tansiyon ilacının dozunun arttırılmasına veya yeni ilaç eklenmesine rağmen kan basıncı kontrolünün o oranda zorlaştığını söyledi. "Zaman içinde dirençli hipertansiyon gelişebilir" Doç. Dr. Domaç, uyku apnesi sendromunun başarılı tedavisi ile gece ve gündüz kan basınçlarında gerilemenin sağlandığını anlatarak, şöyle devam etti "Uyku apnesinin tedavisinin yapılmadığı durumlarda ise yüksek kan basıncı etkin bir şekilde kontrol altına alınamayabilir ve zaman içinde dirençli hipertansiyon gelişebilir. Farklı etki mekanizmaları olan en az 3 tansiyon ilacının etkin dozda kullanılmasına rağmen tansiyon değerlerinin istenilen düzeyde kontrol altına alınamadığı durumlarda dirençli hipertansiyon söz konusudur. Son yıllarda yapılan bir çalışmada ilaç tedavisine dirençli hipertansiyonu olan hastalarda uyku apnesi sendromu yüzde 83 gibi oldukça yüksek bir oranda bulunmuştur. Dirençli hipertansiyonun tedavi edilebilir nedenlerinin belirlenerek kan basıncının kontrolünün sağlanması hipertansiyonun damarlar üzerindeki etkisini azaltarak hem kalp hastalıkları hem de inme riskini azaltmaktadır." İlaç tedavisine rağmen düşmeyen tansiyonu olan hastaları uyku apnesi sendromu açısından değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Domaç, "Yüksek sesle horlayan, gece nefesinde tıkanma hissi ile uyanan, gece terlemesi, sabah yorgun uyanma veya gün içi uyku hali eşlik eden dirençli hipertansiyon hastalarının uyku hastalıkları merkezlerine başvurması ve uyku testinin yapılması önerilmektedir. Yapılan tetkiklerde uyku apnesi saptanan kişilerde pozitif havayolu basıncı ile apnenin tedavi edilmesinin tansiyon değerlerinin kontrol altına alınmasında etkisi bulunmaktadır." dedi. uyku apnesi hipertansiyon doc. dr. saime fusun domacBu haberler de ilginizi çekebilir
KALP YETMEZLİĞİ VE ÇARPINTI TEDAVİSİ Sevgili Ahmet hocam. 20 yıldır kalp ritim bozukluğuı ve kalp yetmezliği teşhisi kondu ve kalp yakması gerektiğini söylediler ama Ahmet hocama geldikten sonra Anjiyodan sonra kalpte hiç problem olmadığını söyledi ve mutlu olduk. Bütün ağrılarımdan ve uykusuzluklarımızı on gün içinde Ahmet hocam yok etti. Esas rahatlık uyku apnesi olduğu anlaşıldı. Allah ondan razı olsun. ANLATILMAZ YAŞANIR Kardeşim Ahmet Sütçüoğlu kalp krizi ve kalp durması ile yoğun bakım servisinize alınıyor, o gece anjiyosu yapılıyor ve tarihihinde bypassa alınıyor. Bu süreçte ahmet hoca bizi sakinleştirmek için her sorumuza cevap veriyor. Ailemizle ilgileniyor. Aslında yazdıklarım yaşadıklarımızı anlatmıyor. Uzun bir bekleme süresi sonunda güzel haberi alıyoruz, herşey yolunda. Kardeşim hastaneden taburcu oldu, bir haftadır evde. Bu gece bir sorunu olmuş, ahmet hoca ya mesaj attım. Aynı anda bana geri döndü. Sıkıntımızı giderdi aslında eksik yazdım. Kendisi bunu daha önce de yapmıştı. Hem de en umutsuz olduğumuz bir zamanda. Kardeşim ile ilgili o ilk gece mesaj atmıştım kendisine email ile ama telefon numaramı yanlış yazmışım. Defalarca geri aramış, bana ulaşamamış. O koşuşturma ve zamansızlığın içinde bana dönmüş, beni geri aramış. Hhangi birini anlatsam, nasıl teşekkür etsem. Ahmet akgül hoca ya ekibine neler söylesem az, nasıl anlatsam az. Ancak yaşanır böyle bir yüce gönül, teşekkürler teşekkürler teşekkürler. Melike Sütçüoğlu Özyazar Yukarıdaki gazete haberinin tamamını okumak için aşağıdaki renklendirilmiş yazıyı okuyun veya TIKLAYIN."Diyabetin damarları bozan bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Akgül hangi durumlarda by-pass, hangi durumlarda stent ve balon tedavisinin seçilmesi gerektiğini anlattı…Diyabet hastalığının kalbi besleyen damarları bozduğunu söyleyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dekanı ve Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Akgül, acil durumlar dışında diyabetli hastalarda stent yerine by-passın tercih edilmesi gerektiğini hastalarda kalp ve damar hastalıklarının 2-3 kat daha yüksek olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akgül, kan şekeri kontrol altında olmayan diyabetlilerde damar tıkanıklıklarının da yüksek olduğunu belirterek, “En fazla şeker hastalarına stent konuyor. Ancak belirli bir hasta grubu dışında özellikle diyabetli hastalarda stent koyup göndermek yerine by-pass yapılmalıdır. Damara balon yapmak, stent koymak gibi işlemler kısa bir süreli açıklık sağlıyor. Diyabet damar içinin iltihaplanmasına sebep olan bir hastalık olduğu için diyabetlilerde stent çok hızlı tıkanıyor. Uzun vadede bütün damar içinde bir iltihaplanma süreci başlıyor. Damarda yeni bir tıkanıklık olduğunda ya da stentin önünde veya arkasında bir tıkanıklık oluştuğunda hastaya by-pass yapmak zorunda kalıyoruz. Ancak iltihap ve önceki stentler sebebiyle elimizde by-pass yapabileceğimiz sağlam bir damar kalmamış oluyor. Çoğu zaman iç yüzeyi şişmiş damara gömülen stentleri çıkarmakta zorlanıyoruz” dedi. BY-PASS İKİNCİ DEĞİL İLK TERCİH OLMALI Stent konulabilecek diyabetli hasta grubunun sınırlı olduğunu anlatan Prof. Dr. Akgül, “Tek damarı tıkalı olan diyabetlilerle, açık ameliyat edilemeyen veya kalp krizi geçiren diyabetliye acil olarak stent takılabilir. Hasta rahatladıktan sonra by-pass’a alınır. Kendi tecrübemde, hasta şeker hastasıysa, kritik damar lezyonları varsa, açık ameliyat öneriyorum. Çünkü ameliyat sonucunda damarların açık kalma oranları ve hastanın hayat kalitesi daha yüksek oluyor. Bu arada stent konulan hastalara verilen bazı tip kan sulandırıcıların beyin kanaması, göz kanaması ve mide kanamasına yol açma riski yüksek olduğundan hastanın hayat kalitesi düşüyor ve endişe düzeyi yükseliyor” hastalarda yara iyileşme süresinin uzun olması sebebiyle ameliyattan çekinildiğini de söyleyen Prof. Dr. Akgül, “Yeni ameliyat teknikleri ve malzemelerle bu risk de ortadan kalkıyor” dedi." YERE YANLIŞ BASMA ve KILCAL DAMAR DOLAŞIM BOZUKLUĞU Bugün tarihinde başladığımız annemin tedavisinin sonuna geldik. İlk geldiğimizde ayaklarında ağrı ve yürüyememe şikayetlerimiz vardı, yapılan çekimlerde ana atar ve toplar damarların açık olduğu fakat kılcal damarlarda bir sıkıntı olduğu bize bildirildi. Vücuttan alınan kan ayaklarına ozonla beraber verildi ve yürüyüşlerimizde belli bir düzelme olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca ilk yapılan tedavide annemin aslında yıllardır yere yanlış bastığını da yapılan taban analizinde görmüş olduk. Bunun içinde uygun tabanlık yaptırıp artık onu kullanıyoruz. Belki de bu rahatsızların sebebi yanlış basmadan dolayı kılcal damarların normal düzenini bozup kan akışın olumsuz hale getirmişte olabilir diye düşünüyorum. Sonuçta tedavimizi yaptırdık. Bundan sonra beslenmemize dikkat eder. Düzenli yürüyüşler yaparsak bu sıkıntılarımızdan tamamı ile kurtulmuş olacağız. Bu süreçte bize yakın ilgi ve güler yüz gösteren başta hocamız Ahmet AKGÜL'e, asistan doktorlarımıza hemşirelerimize ve tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. KALP KRİZİ SONRASI ACİL KALP AMELİYATI Evde kalp krizi geçirdiğimde ambulans ile hastaneye kaldırıldım. Acil olarak stent takıldı ve baygındım. Bir tanıdığım vasıtasıyla sn. Ahmet Akgül’e dosyam ulaştı ve kendisi ameliyatıma girdi. Aort damarı teşhisi konulmuştu ve tedirgindim. Ahmet hoca korkulacak bir şey olmadığını koroner damarlarımın değişeceğini söyledi. Ameliyat esnasında varislerime de tedavi uyguladı. Ameliyattan 3 gün sonra günlük hayatıma döndüm. Ahmet hoca’ya ulaşmak ve onun tedavi etmesi sayesinde iyileştim. Teşekkürler hocam. İNSÜLİN DİRENCİ VE KALP AMELİYATI Bu yayını izlemeden 1 hafta önce bana şeker hastalığı teşhis edilmiş ve vücudumda insülin direnci çıkmıştıve malum o Glifor ilacına başladım ama bu programı izleyerek bir çok bilgi edindim. Bu hastalığı başında yenmek için sizin söylediğiniz tüm bilgileri hayatımda uygulamaya başladım hocam. Bu güzel bilgiler için çok teşekkür ederim. Sizi babamın by-pass ameliyatı ile tanımıştım. Babamı sağlığına kavuşturmuştunuz 2011 yılında. Çok teşekkür ederim. Şimdi en yakın zamanda annem için sizden randevu almak için ekibinizle irtibata geçeceğim. İyi ki varsınız hocam ve en önemlisi biz vatandaşların anlayabileceği şekilde anlattığınız için çok teşekkür ederim. Allah sizi korusun, kollasın hocam. Allah'a emanet olun. ANNEMİN KALP AMELİYATI İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyaliz Teknikeri Sayın Dilek ÇOBANOĞLU'nun, mitral kalp kapağı ameliyatı geçiren annesi için bize teşekkür yazdı. Bu teşekkür benim için ayrıca anlamlı, bir cerrahın kendi hastanesinde çalışan personelinin annesinin ameliyatını yapması çok değerlidir. Yani aslında, o cerrahın nasıl ameliyat yaptığını en iyi çalıştığı hastanedeki personeller bilir. Sağlık personeli bir ameliyat için Türkiye ve İstanbul'daki tüm diğer cerrahlara ulaşabilirken bildiği ve emin olduğu için beni seçmesi ve hayatındaki en değerli varlık olan annesinin kalp ameliyatını bana emanet etmesi benim ve ekibim için onur vericidir. İşte Sayın Çobanoğulunun çok kısa ve bir o kadar da anlamlı teşekkürü ve o gülen yüzü Sevgili Anneciği'mi bana tekrar bağışlayan, saygı değer PROF. DR. AHMET AKGÜL ve ekibine sonsuz teşekkür, saygı ve sevgilerimi sunarım. SİZLERİ YETİŞTİREN ANNE VE BABALAR'DAN ALLAH RAZI OLSUN. DİLEK ÇOBANOĞLU İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyaliz Teknikeri SİHİRLİ ELLERİNİZLE SAĞLIĞIMA KAVUŞTUM Sn Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'e tarihinde Kastamonu'dayken kalbime bağlı 5 damarın tıkanması sonucu kalp krizi geçirdiğim yolculuğun hakkınızda aldığım bütün olumlu referanslar sonucu Bakırköy Sadi konuk Eğit Araş Hastanesinde son buldu. Hünerli elleriniz bilginiz ve üstün yaklaşımlarınız sonucunda saatlik ameliyat sonrasında sağlığıma kavuştum ama bitmemişti 6 ay arayla iki kezde sağ ve sol olmak üzere karotis ameliyatlarıyla sihirli ellerinizle tamamen sağlığıma kavuştum minnettarım, ne kadar teşekkür etsem azdır, kalbimin her atışında Türkiye'nin bir numarası AHMET AKGÜL'ü hatırlıyorum. Gerçekten iyi ki varsınız, öyle olmaya da devam edin. İZZET ÖZTÜRK ANNEMDE GUATR VARDI KALP AMELİYATI OLDU Hocam yıllar geçsede ben ailem sizi unutmadık. Annemi ameliyat etmiştiniz. 2012 senesinde tiroid hastasıydı kalp baypas ameliyatı yaptınız. Annem çok şükür, iyi sizin başarılarınızı o günden bu yana takip ediyorum. Taktire şayan bir doktorsunuz, sizin güler yüzünüz zaten hastaya direk şifa veriyor. Hocam o günlerde aklımda kalan ilk, annemin servisteki odasına girdiğiniz gün ve gülümseyerek umut verdiğiniz gündü. Bizim için rabbim sizi bize vesile kılmiştı, o gün gözyaşimla okuduğum ayetel kürsü duası sizin anneme şifa olmanız ve başarınızdan nasiplenmemiz oldu. Size binlerce teşekkür ediyorum saygıyla her anneme baktıkca anıyorum saygılarımla hocam. Rabbim uzun sağlıklı başarılarınızın daimi bir hayat yaşamaniz dileğiyle saygılarımla Havva Hoş AKCİĞER KANSERİ VE KORONER BAYPAS AMELİYATI AYNI ANDA Hakkında o kadar çok şey söyelemek/yazmak mümkün ki nasıl toparlasam diye günlerdir düşünmekteyim. ama galiba sadece "O BİR MUCİZE" DEMEK İSTİYORUM! Eminim ki bundan sonra hep hayatımızda aile doktorumuz olarak var olacak. Can doktor can'ımız doktor hayatımızı, babacığımızı bizlere geri veren doktor. İki gün içerisinde tüm ekibi ile birlikte babamın "by pass olamaz" denilen kalp ameliyatını ve aynı zamanda sürpriz bir şekilde karşımıza çıkan akciğer tümörünün temizlenebilmesi için tüm organizasyonu yapan aklı "akıllara zarar" doktor! Çok sevgili Prof. Dr. Ahmet Akgül hocam, o çok kıymetli elleri öpülesi insan! Siz çok yaşayın o kadar mutlu ve sağlıklı yaşayın ki çok daha başka insanların da kırılmış olan umutlarına tekrar can olun, hayat olun, sağlık olun! Allah sizi çok korusun, tırnağınızın ucu zarar görmesin! İlknur ULGUR Yukarıdaki gazete haberinin tamamını aşağıda okuyabilirsiniz veya orijinal haberi görmek için TIKLAYABİLİRSİNİZ."DÖRT çocuk annesi Hatice Kara ilk kalp krizini 1999’da geçirdi. Yaşadığı yer olan Sivas’ta ve Malatya ile İstanbul’da hastane hastane dolaşmaya başladı. Anjiyo, balon, stent uygulamaları peşi sıra geldi. Bir türlü göğsünde hissettiği ağrılar bitmedi. Kısa yürüyüşler bile zor geliyordu. Sırt üstü yatamıyor, ancak oturarak uyuyabiliyordu. Geçtiğimiz martta geçirdiği kalp krizinden sonra yoğun bakım ünitesine alındı. Orada iki kalp krizi daha geçirdi. Hastane dolaşmaktan, anjiyolardan bıktı. “Bütün sosyal hayatım bitmişti. Evden dışarı çıkamıyordum. Her sabah ölecek miyim, kalacak mıyım?’ diye düşünerek uyanıyordum. Sanki göğsümde bir kamyon oturuyordu. Evde yalnız kalamıyordum. Her anjiyo, balon, stent sonrası aynı sıkıntıları yaşıyordum. Artık anjiyo olmak istemiyordum” diye anlatıyor o günleri. Aldığı ilaçlara rağmen balonla açılan kalp damarlarına yerleştirilen stentler her seferinde yeniden tıkanıyordu. Nihayet televizyondaki bir sağlık programında Bakırköy Sadi Konuk Araştırma ve Eğitim Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Ahmet Akgül’ü gördü. Divriği’den atlayıp İstanbul’a geldi. Doç. Dr. Akgül, Kara’yı muayene etti. Kalp damarlarındaki 10 stente rağmen ağrı ve yorgunluk şikayetleri devam ediyordu. Doç. Dr. Akgül, “Stentler konduktan sonra verilen kan sulandırıcılara karşı demek ki direnç geliştirmişti. Şeker hastalığının daetkisiyle yeniden tıkanıyordu. Ameliyata karar verdik” diyor. LİTERATÜRDE ÖRNEĞİ YOK Kara’nın iki bacağından alınan damarlarla, 4 kalp damarına by-pass yapıldı. Doç. Dr. Akgül, “Stentler damarlara öyle dizilmiş ki, ameliyat yapmak çok zor oldu. Kadın damarları daha ince. Buna şeker hastası olması da eklenince risk artıyordu. Stentlerden birini çıkardık çünkü damarı bağlayacak yer kalmamıştı. Diğerlerine dokunmadık, aralarında kalan boş yerlere yeni damar yollarını bağladık. Stentler böylece devre dışı kaldı. Hastamızın artık kutu kutu kan sulandırıcı ilaç içmesine gerek yok. Literatürü araştırdım, bu kadar çok anjiyo olan hastaya rastlamadım. Guinness Rekorlar Kitabı’na aday olur bence” diyor." Kalp Hastalıkları ve Tedavileri için ayrıntılı bilgiye ulaşmak için lütfen tıklayınız Kalp hastalığı ve "tedavisi yok, bu hastalıkla yaşamaya alış" denilen hastaların tedavi sonrası yorumlarını okumak için lütfen tıklayınız Prof. Dr. Ahmet AKGÜL'ün özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız İletişim ve Randevu için lütfen tıklayınız
uyku apnesi ameliyatı olanların yorumları